Editör
ALÄ° SAMÄ° PALAZ
VEDA
Veda etmek zordur ama bazen kaçınılmazdır. Çoğu zaman gönüllü olarak ve isteyerek veda edersiniz, bazen de zorunlu olarak veda etmek durumunda kalırsınız. Her veda içerisinde ayrılığı da barındırdığından hüzünlüdür.
Yeni yerler görmek için yola çıktığınızda eşinize, çocuklarınıza şehrinize ya da ülkenize veda ederek başlarsınız. Gittiğiniz yerden dönerken çıkınınızda biriktirdiğiniz anılarla, yeni bir veda süreci yaşarsınız. Gördüğünüz yeni yerler, tanıdığınız insanları tekrar görüp göremeyeceğinizi bilmeden veda edersiniz.
Yüzyılları devirmiş antika bir vazo kırılarak veda eder. Yüzyıllarca köşkleri sarayları süslemiş, kırıldığı gün ömrünü tamamlayıp veda etmiş olur.
Yeni şeyler çıktıkça eskiler gözden düşer ve veda etmek zorunda kalırlar. Çevirmeli telefonların yerini akıllı telefonlar alır, gaz lambalarının yerini ampuller, çalı süpürgelerinin yerini vakumlu süpürgeler alır. Kömürlü ütüler veda ederken, elektrikli ütüler hayatımızda yerini alır. Faytonlar gider otomobiller gelir. Otomobiller gider kim bilir yerine ne gelir…
Bir kural gelir eski kural veda eder. Dün veda eder bugün gelir. Gençlik veda eder yaşlılık gelir. Bazen bir şey veda eder ve yerine hiçbir şey gelmez. Buna örnek vermeyeceğim bunu kendinizde bulabilirsiniz. Ailesi ya da sevdiği biri geri dönmemek üzere veda edip bu dünyadan ayrılmışsa, yerine sabır ve metanetten başka koyabileceğiniz ne vardır?
Dilim varmasa da, onüç yıldır çıkan dergimizin de bir veda zamanının geleceğini biliyorum. Belki de veda etmenin tam zamanıdır, beklide her şeye rağmen devam etmelidir…