Editör
Ali Sami Palaz
alisamipalaz@gmail.com
Uçak yolculuğunu sevmemin nedenlerinden biride,
havadayken uçağın penceresinden bakınca görülmeyenler, yani göremediklerimiz…
Her seyahatimde uçağın penceresinden bakar, bu görülmeyenleri ne kadar da önemsediğimizi düşünür dururum.
Yukarıdan bakınca ‘kibir’ hiç görünmez mesela. Yerdeyken orada burada pat diye karşınıza ‘Ben, ben illa da ben, en mühim ben’ kibriyle karşınıza çıkanlar havadayken yok hükmündedir. Su birikintisindeki karasineğin kendini kaptanıderya zannetmesi gibi, dünyanın etrafında döndüğünü düşünenleri, havadan teleskop kullanarak baksanız bile seçemezsiniz. Meğer ne kadar da ciddiye almışız egomuzu, kibrimizi, makamımızı… Kendine gel mühim insan!
Havadayken sınırları görememekten de çok mutluyum.
Yerdeyken sınırın bu tarafı 1. sınıf insan şu tarafı hayvandan hallice
görülüyor ya… Havadan bakınca sadece uçsuz bucaksız tarlalar, sıra dağlar,
ırmaklar ve ormanı görüyor insan. Dikenli teller, duvarlarla çizilmiş anlamsız
sınırlar yok oluyor. Bulutlar oradan oraya geçiyor. Kuşlar o ülke senin bu ülke
benim uçuyor. Uçaktan bakınca sınırları
görememekten mutluyum. Ne çok meraklıyız parçalayıp bölmeye. Evlerimizi,
bahçelerimizi bile beton duvarlarla komşumuzunkinden ayırıyoruz.
Havadayken, güç, imaj, makam, servet vs. ne kadar kıymetsiz olduğunu da anlıyor insan
Uçaktan baktığımda gördüğüm şey, yaşadığımız şu koca dünya
ve biz küçük insanlar… Kâinat ölçeğinde baktığımızda ise ne kadar aciz
olduğumuz… Havamız kime çözemedim vesselam…
Gülümseyişle…