Editör
ALÄ° SAMÄ° PALAZ
EDİTÖR 71
MEĞER BUNUN İÇİNMİŞ…
Bunu anladığımda bin yaş birden yaş aldığımı hissettim. Meğer iş yâda gezi için dünya’nın bir doğusuna bir batısına gidişlerimin yâda kuzeyine güneyine sürüklenişlerimin ardında başka bir neden varmış.
Tüm o seyahatler; meğer bir cevap, bir açıklama yada bir düğümün çözülmesiymiş. Aslında tüm o yolculuklar, bir teselli, bir ecir, bir aydınlama içinmiş. Bazen bir kelam veya bir lokma için almışım onca yolu. Meğer o an o saniye orada olmazsam olmazmış, olamazmış…
Anladım ki doğduğum andan bugüne saniyeler anlık değişse, olaylar az biraz farklı olsa hayat arkadaşımı tanımadan tamamlayacakmışım dünya yolculuğumu. Meğer sürüklendiğim o seyahat diğer yarımı bulup getirmek içinmiş.
Seyahatlerim için sürüklenmek tabirini özellikle kullanıyorum. Çünkü çoğu zaman planlandığım yerlere değil sürüklendiğim yere gidiyorum. Bu sürüklenmeyi iyi manada kullandığımı bilmenizi isterim.
Bazen kaderin sahibi
beni teskin etmek için gezdirir arzında. Hüznüm gider, öfkem diner, yaralarım
merhemlenir, uslanır, öğrenir ve sonra dönerim yurduma.
Bazı yollara, hiç yaşamadığım duyguları yaşamak için düşmüş olduğumu anlarım.
Meğer göz göze gelmem gereken bir yetim çocuk için gitmişim onca yolu.
Meğerse bir dizin dibine çöküp iki çift laf işitmek için binlerce kilometre tepmişim.
Aslında o seyahat göz aydınlığı evladım için yaptığım mülhem bir yolculukmuş.
Kaderin sırlı kutusunda sakladıkları aşikâr olunca anladım tüm bunları.
Çıkınımda biriktirdiklerimden memnunum, yazılana razıyım.
Rüzgârın önündeki yaprak neyse, nehirde yüzen odun parçası neyse ben oyum.
Bilmesem de maksat hâsıl olmuş ve kapanmış bazı dosyalar.
Anladıklarım anlamadıklarımın yanında cılız bir ışık gibi olsa da yolculuk devam ediyor…
Gülümseyişle…