Dil Bilmene Gerek Yok Karekter Oku Yeter - Editörden - Köşe Bucak Dünya Dergisi;dünya seyahat dergisi,türkiye içi seyahat dergisi, kültür ve sanat dergisi,hayat aktüel dergisi,müze dergisi,koleksiyon dergisi, röportaj dergisi,mekan tanıtım dergisi,sanat haberleri ve duyurular,dünya kazan biz kepçe,dergi,dergileri,konya dergi, türkiye dergi,köşe bucak dünya dergisi,

Dil Bilmene Gerek Yok Karekter Oku Yeter

Editör
Ali Sami Palaz
alisamipalaz@gmail.com

Tanzanya’nın baÅŸkenti Dar Es Salam’da kaldığım otel görevlisine Zanzibar Adası feribotunun saatini soruyorum. Görevli Saat 9.30 olduÄŸunu söylüyor, 9.00 da feribot limanında olmak üzere otelden ayrılıyorum. Görevli bir kez daha yüzümü görmeyeceÄŸinden emin, yüzüne kondurduÄŸu(Ä°çerisinde gülümseme içeren) 5 numaralı bakışıyla beni uÄŸurluyor. Otelin taksisi makul bir sürede, makul bir fiyata beni feribot limanına saat 9 sularında bırakıyor.

Feribotun 9.30’da deÄŸil 12.00’de olduÄŸunu öÄŸrendiÄŸimde, kısa süreli bir kızgınlık yaşıyorum. Hemen kendimi toparlayıp, olmayan B planımı oluÅŸturuyorum. Liman yakınlarındaki bir müze ve balık halini gezmeye karar veriyorum. Burada neredeyse herkes rehber, biriyle anlaşıyorum, Saat 12.00 için Zanzibar biletimi alıp, kısa sürede durmayacağını bildiÄŸim yaÄŸmur eÅŸliÄŸinde, rehberimle balık haline doÄŸru yürüyoruz. Rehberim, iyi bir rehber hiç susmaz mantığıyla durmadan konuÅŸuyor: “Bak, bu bina okul, yanındaki bilmem ne ÅŸirketi; bak, bunlar da seyyar satıcılar, ÅŸu gelenler gece vardiyası iÅŸçileri!..” Neyse ne, sorduk mu? Aslında sormadan söylenmesi çok daha makbul tabii ama ilkokul çocuÄŸuna bir ÅŸeyler öÄŸretir gibi “Bak, bu yol, bu da kaldırım!” gibi lüzumsuz ÅŸeylerin anlatılmaması rehberliÄŸin yazılı olmayan kurallarındandır. Hadi, bu kuralı bilmiyorsun, bari ÅŸemsiyeyi doÄŸru düzgün tut, onu da mı bilmiyorsun! Åžemsiyeyi kendim tutmak istedim, defalarca almak için hamle yaptım nafile. “Sen iÅŸine bak, ben tutarım!” deyip ÅŸirin ÅŸirin sırıtıyor. Sonuçta o da ben de daha balık haline ulaÅŸmadan sırılsıklam... Uzatmayayım çünkü bu yazının konusu rehberle 2 saat içinde yaÅŸadığımız 2 gün anlatsam bitmeyecek olaylar deÄŸil, bu arkadaÅŸ özelinde insan karakteri okumaları.

Feribot limanına dönüyoruz, rehbere anlaÅŸtığımız bedeli ödemek üzere bir para veriyorum ama o paranın üçte biri kadar bir miktarı para üzeri olarak bana vermesi gerekiyor.  Rehber, “Sen güvenlikten geç, bekleme odasında bekle, ben parayı bozdurup geliyorum.” diyor ve gözden kayboluyor. Tabii ki gelmiyor ve ben tabii ki gelmeyeceÄŸini biliyordum. Zaten yekûnu kıymetsiz bir miktar olan rehberlik ücretinin, daha da kıymetsiz olan para üstünü kendisine bahÅŸiÅŸ olarak verecektim. Cebinden para üstünü vermeye davrandığında ya da bozdurup getirdiÄŸinde… Ancak insanlar helal yerine haram kazanca meyilli…

Bunun gibi yüzlerce olay yaÅŸayınca artık insanların söylediklerine hiç mi hiç bakmıyorum. Gözlerine, yüzüne ve davranışlarına bakıyorum. Ä°çimdeki ses onay verirse o insandan zarar gelmeyeceÄŸini biliyorum. Ä°çimden onay gelmezse o kiÅŸiye güvenmiyor, tedbirli davranıyorum. Ä°nanın, insanların sadece söylediklerine güvenirseniz sonsuz sayıdaki aldatılma yöntemlerinden birine düÅŸmemeniz neredeyse imkânsız. Ama gözleri okumayı, yüzü okumayı bilirseniz yanılma payınız daha az.

Aldatmadığımız ve aldanmadığımız güzel günler süslesin ümidin yüzünü.

GülümseyiÅŸle…