
Sinema sanatçısı, bilim insanı, eski milletvekili, koleksiyoner Ediz Hun’u Büyükada’daki deniz manzaralı, doğa harikası evinde ziyaret ettim. Kaktüs koleksiyonu ve sinema yaşantısı hakkında bilgi ve keyif dolu bir sohbet gerçekleştirdik.
Türk sinemasının özellikle de romantik Yeşilçam filmlerinin unutulmaz ismisiniz. Aynı zamanda iyi bir kaktüs koleksiyonerisiniz. Evinizde envai çeşit ağaç, bitki bulunuyor. Bitkilere olduğu kadar hayvanlara da düşkünsünüz. Bir sürü kediniz var. Nasıl başladı doğaya, canlılara olan merakınız?
Doğuştan gelen dürtüler… Hayvanları çok severim. Özellikle de kedileri. Güzel, çirkin ayırt etmem. Bakarım, beslerim. Hasta olanları iyileştirmeye çalışırım. Hayvanlara asla zarar vermem. Sineği bile öldüremem. Eskiden beri biyolojiye merakım vardır. Küçükken babam beni Emirgan’a götürürdü. Dört yaşımda böcek topladığımı hatırlıyorum. Avusturya Lisesi’ndeyken böcekler neyle beslenir öğrenip, beslerdim. Delikanlılık dönemimde babamın diş doktoru arkadaşının muayenehanesinde tropikal balıkların yaşadığı bir akvaryum görmüştüm. Büyülenmiştim. Ben de bir benzerini oluşturdum. 1970’de Hannover Fuarı’na gittiğimde bir hayvan mağazasından erkek ve dişi olmak üzere iki iguana aldım. Besledim, daha sonra çiftleştirdim. Meğer daha önce böyle bir şey yapılmamış. Salamandra Mecmuası bunu haber yaptı. Frankfurt ve San Diego hayvanat bahçelerinde iguana üretim tekniğim kullanıldı.
Biyolojiye olan merakınız sanıyorum eğitiminizi de yönlendirdi. Ve halen çalışmalarınız devam ediyor…
Evet. Norveç’te yedi sene kaldım. Biyoloji, kimya, çevrebilimi eğitimleri aldım. Master yaptım. Üniversitelerde dersler, konferanslar verdim. Halen Okan Üniversite’sinde hem bu konular üzerine hem de Türk sinema tarihi ile ilgili dersler vermekteyim.
Peki, kaktüslere olan ilginiz ne zaman başladı?
1975-1982 yıllarında Norveç’te okurken çiçekçi mağazalarını gezerdim. Biriktirmeye o dönemde başladım.
Bilim insanı Ediz Hun olmanızdan önceki yıllara gidelim. Sinema Sanatçısı Ediz Hun nasıl doğdu?
Yaşamda tesadüfler çok önemlidir. 1963 yılıydı. Almanya’da diş hekimliği tahsili görürken yaz tatilinde İstanbul’a gelmiştim. Babamın arkadaşı Sabahattin Sürmeligil Acar filmin genel müdürüydü. Bir gün Ses mecmuasının açtığı yarışmadan bahsetti, şansımı denememi istedi. Her ne kadar ben anlamam bu işlerden desem de sözünü dinleyip yarışmaya bir fotoğrafımı gönderdim. Sinemaya Yeni Yüzler Kazandırma Yarışması’ydı. Hiç ümidim yokken birinci “Ediz Hun” diye ismim anons edilince çok şaşırdım. Kadınlarda Ajda Pekkan, erkeklerde ben birinci seçildik. İlk filmim Türkan Şoray ve Hülya Koçyiğit ile birlikte oynadığımız “Genç Kızlar”dı. Her ne kadar kendimi beğenmesem de film büyük ilgi gördü. Ardından Türkan Şoray ile başrol oynadığımız Ülkü Erakalın’ın yönettiği “Mualla” filmi çekildi. Sinema hayatım böylece başlamış oldu ve 130 filmde başrol oynadım. Sinemadan kopmuş değilim. Senaryoyu beğenirsem yine oynarım.
Eviniz adeta bir botanik bahçesine dönüşmüş. Dünyada birçok botanik bahçesi ziyaret ettim. İlk defa bu kadar çok çeşit ve sayıda kaktüs görüyorum. Bakımıyla siz mi ilgileniyorsunuz, yardımcınız var mı?
Sadece ben ilgileniyorum. Her birinin ayrı isteği var: Suyunu çok verirseniz çürür, az verirseniz kurur. Bütün bunları bildiğim için kimseye teslim edemiyorum.
Ülkemizde kaktüs koleksiyonu yapanlar var mı? Dünyada durum nasıl?
Kaktüs ve Sukulent Derneği var. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda da koleksiyoner bulunuyor ne yazık ki. Oysa sadece Almanya’da 40.000 kaktüs koleksiyoneri var.
Bununla ilgi süreli yayınlar var mı? Takip edebiliyor musunuz?
Avrupa ülkelerinde botanik ile ilgili çok çeşitli süreli yayınlar çıkıyor, alıp okuyorum. Ülkemizde maalesef yok.
Nasıl bir iklimde yetişiyor kaktüsler? En sevdiğiniz kaktüs türü hangisi desem?
İklim şartları her bir çeşit için değişiyor. Kimi kurak iklimde yetişiyor; Temmuz, Ağustos aylarında yaz uykusuna yatıyorlar. Su verilmemesi gerekiyor. Kimisi de su içinde bulunmalı. Kaktüs sınıfına girmeyen, Carnivor (Etçil) böcek kapan bitkilerim de var. Bunların suya ihtiyacı vardır. Kimi ışık, kimi gölge, kimi ise nem ister. En sevdiğim diye ayırt edemem. Hepsi benim için büyük değer taşıyor. El emeği, göz nuru. Duygusal bir adamım. Biri çürüse, kurtaramazsam üzülüyorum. Bunlar da can taşıyor.
Ediz Bey koleksiyonunuzda kaç çeşit ve kaç adet kaktüs var? Nasıl temin ediyorsunuz?
Genellikle yurtdışına gittiğimde alırım. Burada da Beşiktaş ve Çiçek Pazarı’ndan temin ediyorum. 2000 farklı türde, yaklaşık 4000 adet kaktüsüm var. Dünyada ise yaklaşık 3000 farklı türde kaktüs yetişiyor.
Desenize dünyadaki kaktüs çeşidinin %66’sı sizin evde. Peki, ülkemizde kaktüs yetişiyor mu? Dünyada hangi ülkelerde yetişiyor?
Ülkemizde ise bazı sukkulent sınıfından bitkiler bulunuyor, örneğin; Sedum, Saxifraga ve Sempervivum gibi. Kaktüs yağmur istemez. İklimin kurak olması gerekir. Bu nedenle ülkemizde yetişmiyor. Dünyada daha çok Meksika, Bolivya, Peru ve Şili’de yetişiyor.
Kaktüs koleksiyonu yapmak pahalı bir uğraşımı? Kaktüs koleksiyonu yapmak isteyenlere neler söylersiniz?
Çok çeşitli fiyatlarda kaktüs var. Aslında pahalı değil. Ancak koleksiyon ilerledikçe daha iyi olsun diye fazla para harcıyorsunuz. Koleksiyon yapmak isteyenlerde mutlaka tabiat sevgisi olmalı. İnsana ve diğer canlılara olan sevgi ve merakını yoğurarak gönlünde hamur etmesi lazım. Bu iş ihtimam göstermeyi gerektirir. Kaktüslerde duruş açısı önemlidir ve mümkün olduğu kadar değişmemelidir. Aldığınızda tekrar aynı yere koymalısınız. Açısı değiştiğinde kendini ışığa göre yeniden ayarlaması gerekir. Bu da sistemini bozar.
Koleksiyonunuzun geleceği için ne düşünüyorsunuz? Kim ya da kimler ilgilenecek?
Benden sonra evimde ilgilenecek kimse yok. Birkaç ziraat mühendisi arkadaşım var. Onların ilgileneceğini düşünüyorum.
Ediz Bey kaktüs koleksiyonunuzun haricinde biriktirdiğiniz şeyler var mı?
Kendi oynadığım filmlerimden, afiş ve sette çekilen fotoğraflardan oluşan zengin bir arşivim var.
Son olarak, hobiyle uğraşmak kişiye neler kazandırır?
Her zaman söylerim insanın mutlaka hobisi olmalı. Bu çok önemli bir husus. Bir objeye duyulan zaaf bazı hormonları aktif hale getiriyor. Mutluluğu teşvik ediyor, bünyeyi hastalıklardan koruyor, stresten uzak tutuyor. Yapılan araştırmalar sonucunda kansere yakalanma riskini düşürdüğü kanıtlanmış. Kısacası insanın hobisinin olması onu daha sağlıklı kılıyor.
Ediz Bey Köşe Bucak Dünya dergimize evinizin kapılarını açtınız. Sizi sevenler için koleksiyonlarınızdan, anılarınızdan bahsettiniz. Sıcak ilginiz ve keyifli sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Daha nice yıllarda sağlıklı, mutlu ve hep bizlerle olmanız dileğiyle...
Yazı Ve Fotoğraf
Benian Çulhaoğlu