
Ankara günlerimin önemli noktaları
şüphesiz müzeler olmakta. Bunlardan birisi de Türkiye’nin ilk ve tek Hukuk
Müzesi olan Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi şüphesiz. Müzecilik, kültürel
miras çalışma ortak alanımız olan sevgili Gönüllü Müze Eğitim Koordinatörü Av. Birgül
Feyzioğlu ve Müze Müdürü Havva Alkış hanımların iki kişilik bir ordu ile
oluşturdukları bu müze gerçekten görülmesi gereken bir bellek mekandır. Pandemi
günlerinde yasakların hafiflemesiyle ilk işim müzeyi ziyaret etmek oldu.
Asurlulardan günümüze hukukun
ülkemizdeki tarihsel serüvenini Birgül Hanım ve Havva Hanım ile birlikte gezmek
ve eşsiz koleksiyonları görmek bilgi almak harika bir duygu. Sağ olsunlar
nezaketle karşıladılar çay kahve ve hukuk mirasımıza dair koyu bir sohbetin
ardından birlikte Türkiye Barolar Birliği’nin alt giriş katındaki Hukuk Müzesini
gezmeye başladık.
Müze
envanteri ilk olarak 2006-2012 yılları arasında oluşturulan Ankara Barosu
koleksiyonlarıyla temellenmiş, lakin sonra envanter bağışlar ile artmıştır. Oluşan
bu güzel hukuk mirası koleksiyonu 05 Nisan 2012 tarihinde Avukatlar Günü'nde ülkemizin
ilk ve tek özel hukuk müzesi olarak açılmıştır. Müzenin fiziksel alanı, kurumun giriş katında 360 m²
den oluşmakta ve 450 adet eser sergilenmektedir.
Müzenin
amacı; müzede eğitim programları düzenleyerek
katılımcılarda hukuk konusunda farkındalık yaratmak, hukukun öyküsünü yaşayarak
öğrenmelerini sağlamaktır. Bunun yanında; ziyaretçilerin hukukun tarihsel
gelişimi konusunda minimum düzeyde de olsa bilgilendirilmesi, avukatların üst
meslek örgütü olan Türkiye Barolar Birliği’nin kuruluşundan günümüze
kadar geçirdiği gelişim süreci hakkında genel bir bilgi vermek, avukatlık mesleğinin
tarihsel geçmişi konusunda farkındalık yaratmaktır.
Genel açıklamalardan sonra müze ziyaretimizde seksiyonların gezilmesine
başlıyoruz. Bize koleksiyonları tek tek anlatmaya başlıyor Havva Hanım; Müzemizin
koleksiyonunda, düşünce ve uygarlık tarihinin gelişimine paralel olarak hukukun
geçirdiği tarihsel dönüşümü görsel olarak yansıtan objeler ve belgeler
bulunmaktadır. Bunları tematik olarak söyleyecek olursak; çeşitli dönemlere ait
çivi yazısı tabletler, diploma ve ruhsatnameler, hukukçu giysileri, hukuki
belgeler, yazı takımları, efemera, filatelik materyaller, Osmanlıca hukuk
kitapları, fotoğraflar ve heykeller yer almaktadır. Mesela bakın şurada;
Cumhuriyet Döneminde kullanılan ilk avukat cübbesi, cumhuriyetin ilk yıllarında
mahkeme sayılarını gösteren nadir harita, Ankara Hukuk Mektebi Diploması,
Osmanlı İmparatorluğunda hayvan hakları ile ilgili ilk ferman, ülkemizdeki ilk
kadın avukat, dünyada ilk kadın yüksek mahkeme üyesi ki bu bir Türk ve daha
birçok eser burada sergiliyoruz. Sergilenen eserler ait olduğu dönemin
toplumsal, ekonomik, siyasi, askeri yapısı, gündelik yaşamı ve kültürü ile
ilgili bilgileri yansıtmaktadır.
Hukuk Müzesinde yer alan koleksiyonlar, diploma, ruhsatnameler,
efemera, filatelik materyal, fotoğraflar,
hukukçu giysileri, hukuki belgeler, kartografik materyal, kitaplar, süreli
yayınlar, yazı takımı/malzemeleri olarak özetlenebilir.
EĞİTİM: MÜZE EĞİTİMLERİ VE
OKUL DIŞI ÖĞRENME
Bir
müze eğitimcisi olan bu alanda özellikle yetişkin müze eğitiminde önemli bir
kariyere sahip olan Birgül Feyzioğlu
bize uzun uzun müzenin eğitim çalışmalarını anlatıyor. Amaçlarının eğitim etkinliklerinde çocuklar, gençler ve yetişkinlere yönelik farklı
programlarla, toplumda hukuk bilinci oluşturmak ve katılımcıları sanatla
buluşturmak olduğunu ifade ediyor. Yorum ve yaratıcı düşünmenin ön planda
olduğu etkinliklerde; katılımcılar, atölye uygulamaları ile müzenin sosyal
hayatın bir parçası olduğunu hissederler. Ayrıca, hukuk sanatının ve hukuk
bilgisinin sanatla birleştirilebileceğinin farkındalığına varırlar. Müze
eğitimi okul dışında öğrenmenin güzel bir örneğidir. Müze eğitiminde ziyaretçi
içindeki merak duygusu ve yaratıcı yön ile tanışır. Soru sormanın,
sorgulamanın, tartışmanın keyfine varır. Kim?
Ne? Nerede? Ne zaman? Nasıl? Niçin? Sorularının
karşılığında araştırmaları şekillenir ve bilgiyi nasıl kullanacağı konusunda
farkındalık kazanır. İlk müze eğitimi
faaliyetinin 15 Aralık 2018 tarihinde başladığını, 2018 yılından buna pek çok ziyaretçiye müze
eğitimi verildiğini, tadilat sonrası müzenin yeniden hizmete açılışının 9 Ekim
2019 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Ersoy, Adalet Bakanımız
Sayın Abdülhamit Gül, UNESCO Türk Milli Komitesi Başkanı Sayın Öcal Oğuz ile
gerçekleştiğini öğreniyoruz.
Müze
eğitimlerinde ana hedefin, insanlara temel hak ve özgürlükleri konusunda
farkındalık kazandırmak olduğunu, eğitimlerde ziyaretçilerin sanat ve hukukla iç
içe vakit geçirmesine çaba sarf edildiğini öğreniyoruz. İnsanın gelişim süreci
içinde yetişkinlik, ömrümüzün en
uzun dönemi. Ergenlikten sonra başlayıp ölünceye kadar devam eden bir süreç. Yetişkinliğin
de farklı evreleri var: Üniversite öğrencisi beliren yetişkin olarak
tanımlanıyor. Genç yetişkin, orta yetişkin, ileri yetişkin … yaşam süreci devam
edip gidiyor. Dolayısı ile yetişkinlik süreci çok zengin, renkli bir dönem ve
yetişkinlik dönemlerinin de ayrı özellikleri var. Bu özellikleri ziyaretçilerle
birlikte hukuk ve sanatla keşfetmek oldukça keyifli oluyor. Her yaş grubu ile
eğitim etkinliğinin olduğunu, ilköğretimden, huzur evlerine kadar müzeye her
yaş grubunun ziyaretçi olarak geldiğini öğrenmek bizi ayrıca mutlu ediyor. Müzenin farklı yaş gruplarını
kaynaştıran eğitim etkinlikleri mevcut. Örneğin beliren yetişkin dediğimiz
üniversite öğrencileri ile ileri yetişkin dediğimiz yaşlılarımızı bir araya
getirdiğimiz müze eğitim etkinliklerimiz var. Bu etkinliklerde üniversite
öğrencilerinin yaşlılarımızın tecrübelerinden yararlanabildiğini öğreniyoruz. 2018 yılından bu yana en çok üniversite
öğrencileri ile müze eğitim etkinlikleri yapılmış. Birgül Hanım, üniversite öğrencileri ile bir arada olmaktan
büyük keyif aldığını, yaşama bakışları, enerjileri, tutkuları, hayallerinin
bize çok şey öğrettiğini ifade diyor.
Pandemi döneminde de müze eğitimi etkinliklerini
yakından takip ettim, müze çalışmalarını sanal ortam üzerinden yürüttü,
özellikle beni etkileyen eğitim programlarının başında “Evimdeki
Müze “ eğitimi olmuştu. Birgül Hanım; “
Evet bu etkinliğimizi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
kutlamaları çerçevesinde 23 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirdik” diye söze
girdi. Birgül Hanım; “Evimdeki Müze kavramı ile müze koleksiyonunda önemli bir
yeri olan efemeralara dikkat çektik. Efemeranın Türkçesi ıvır-zıvır…
Müze ziyaretçilerimizden, bizim için önemi olan eski diplomalar, karneler,
fotoğraflar, sevdiğiniz sanatçıların posterleri, konser biletleri,
kartvizitlerden oluşan seçkilerini fotoğraf olarak sosyal medyadan
göndermelerini istedik. Etkinliğimiz çok ilgi gördü. Sadece çocuklar değil,
içinde çocukluğunu hisseden her yaşta ziyaretçimiz efemera seçkilerini gönderdi.”
diyerek açıklamalarına devam ediyor.
Müzeyi gezerken ayrıca Birgül Hanımdan pandemi
döneminde çeşitli üniversiteler ile çevrimiçi etkinlikler düzenlediklerini, 2019
yılı UNESCO Türk Milli Komitesi tarafından Kutadgu Bilig yılı kapsamında Yusuf
Has Hacip’in Kutadgu Bilig isimli eserini pek çok üniversite ile çevrimiçi müze
eğitim etkinliği olarak tartıştıklarını öğreniyoruz. Birgül Hanım Müzenin ziyaretçiler üzerinde bıraktığı etkiyi anlatmadan
bırakmıyor bizi: “Biz, Müze ziyareti sonrasında ziyaretçilerimizin, Asurlardan
günümüze kadar uzanan süreçte hukukun geçirdiği evrim, hukukta kullanılan
objeler ve üretilen belgeler hakkında bilgi sahibi olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Ziyaretçiler hukuk tarihinin içinde kronolojik olarak yolculuk ederken,
kendi hak, hukuk, adalet anlayışlarıyla bağ kurarak bu kavramlarla ilgili
yeni bir bakış açısı geliştirebilirler. Kendi değerlerinin üzerine yeni
değerler ekleyerek soyut kavramları somutlaştırabilirler. Müzenin asıl
işlevinin hukuk tarihi içinde soyuttan somuta bir öğrenme serüvenine sizi
çağırması olduğunu keşfediyoruz.
Müze
hafta içi 9:30-17:30 saatleri arasında
hizmet vermektedir.
Müzeyi; Instagram,
Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesaplarından tbbhukukmuzesi
etiketiyle veya web sayfalarından http://muze.barobirlik.org.tr/ takip
edebilirsiniz.
Yazı Ve Fotoğraf
Salih Doğan