
Tabiatın kulaklara aşk sözlerini fısıldadığı, yeşil yolculukların gizli kalmış eşsiz coğrafyasıBinlerce yıllık medeniyetin izlerini taşıyan, tarihi, kültürü ve geçmişi ile uygarlıklara yüreğini açmış, doğal güzellikleri ile bir rüya şehirdir; Karadeniz'in İncisidir Trabzon. Tarihi çok eskilere dayanan, deniz ve yeşilin ahenkle dans ettiği, tabiatın tüm güzelliklerini sergileyen bir ilçesidir Of.
Yıllarca Of İlçesi’nin bağrında yattıktan sonra, 1969 yılında
Of’a bağlı bir belde olarak Belediye Statüsüne kavuşmuş ve 20 Mayıs 1990'da
ilçe olarak düzenlenerek Of’tan ayrılmıştır; sıralı ve paralel tepelerden
oluşan şirin ilçe Hayrat.
İnsana hayat veren yaylalar, dereler, köyler; Hayrat’ın eşsiz
doğasının bir parçasıdır. Bu köylerden biridir Göksel Köyü; el değmemiş bir
doğa içinde eşine ender rastlanan bir başka dünyadır.
Hayrat İlçesi’ne bağlı, ilçeden 38 kilometre uzaklıkta ve
denizden 2100 metre yükseklikte bulunan Göksel Köyü'nün eski adı “Küçük
Mesoraş” dır. Etimolojik olarak incelendiğinde, “Mesoraş,” “iki dağın arası” anlamını
taşımaktadır. Mesoraş Köyü yüzölçümüne göre ikiye ayrılmış ve “Küçük Mesoraş”
olan bölümü daha sonra” Göksel Köyü” adını almıştır.
İlk olarak iki yıl önce gitmiştim Göksel Köyü’ne. Annemin
minik bir prenses iken ayrıldığı bu köy, görür görmez büyülemişti beni. Sevincimin
hüzne karıştığı duygusal anlar yaşamama
neden olmuştu güzel köyüm. Tam deklanşöre basacağım anda aniden bastıran sis, bazen
de çiseleyen yağmur damlaları, fotoğraf çekmeme çok fazla imkan vermese de
mutluluk ve huzur dolu ayrılmıştım Göksel Köyü’nden. İki senedir gidemediğim
köyüme tekrar giderek, orada konaklayıp detayları ile fotoğraf çekmek ve “Göksel
Köyü Projemi” gerçekleştirmek için yola koyuldum.
Göksel Köyü’ne vardığımda, bir aydır yağışlı olan hava, beni
gördüğüne sevinmiş olacak ki yerini güneşli bir havaya terk etmişti. Güneş, gülen yüzüyle adeta bana
“hoş geldin” diyordu. Bir zamanlar anneannemin yaşadığı evde konaklamak, yılların
yaşanmışlığını hissederek, annemin ve ailesinin dokunduğu bir kapı kolu, bir
pencere kanadına yıllar sonra benim de dokunuyor olmam beni onurlandırmıştı.
Otantik ahşap yayla evleri ve beton olmayan sokakları ile
dokusunu korumayı başarabilmiş, Trabzon’un cennet köşesi dedirten durağıdır
Göksel Köyü. Trabzon’un geleneklerini yaşatan yaşam tarzı ile de ilgi çekicidir
Göksel Köyü. Rüzgarın sesi, yağmurun yağışı, güneşin doğuşu bile farklıdır
Göksel Köyü’nde. Geçmişine sadakatini ve göz alıcı güzelliklerini muhafaza eden
ender köylerdendir Göksel Köyü.
Göksel köyü sakinleri Mayıs ayı ortalarında büyük bir
şenlikle hayvanları ile köye göç eder ve kışın kar yağmasıyla, hava şartlarının
yaşamı zorlaştırması nedeniyle ekim ayı sonlarına doğru şehir hayatına geri
dönerler; istemeyerek de olsa.
Akşam olmak üzereydi ki deklanşöre tekrar basmak için
çayırlarda otlayan ineklerin ahıra dönmesini heyecanla bekledim. Yaklaşık 10
kadar ineğin, yanlarında kimse olmamasına rağmen, otladıkları uzak bayırlardan hiç kaybolmadan yolu bulup
ahırın kapısından içeri girmeleri karşısında şaşkınlığımı yenemedim. İnek
sesleri ve tekmelemeleri eşliğinde sütün sağılışının fotoğraflarını çekmek,
onlarla iletişimin en güzel tarafı oldu benim için.
Elde edilen ve kovalarla taşınan sütün makine ile ayrılan
kaymağı ile yayıkta tereyağı ve kalanı ile peynir yapımını izlemek ve fotoğraf
çekmek paha biçilmezdi. Sabah ve akşam
rutin olarak tekrarlanan bu işler sonrasında komşu ziyaretleri başlar ve
sohbetler eşliğinde çaylar içilir Göksel Köyü’nde. Kadınlar yoğun çalışırken,
köyün en neşeli ve özgür bireyleri çocuklar da oyun oynayarak tatilin tadını
çıkarırlar. Bu oyunlarına minik kediler de eşlik eder ki onları izlerken huzur
dolup, çocukluğunuza geri dönersiniz.
Evden bakıldığında karşıda üçgen şeklinde görülen yaklaşık
400 yıllık anıtlaşmış ağaçlardan oluşan çam ormanı; seyrine doyum olmaz doğa
harikalarıdır.
Gece olduğunda ise saf yünden yapılmış yorganın altında, çam
ormanının etkisi ile bol oksijeni soluyarak keyifli uyumayı, sabah horozun
şarkı söylemesi ve ineklerin bu senfoniye eşlik etmesi ile uyanmayı sunar size Göksel Köyü. Bu
ritüellerle başlayan güne, kokusu uzaktan hissedilen saf tereyağı, peynir ve
kuzinede pişen ekmek ile birlikte yapılan kahvaltı sofrasında, kuzinenin
ateşinin yüzleri aydınlattığı atmosferde derinleşen sohbet ile çay yudumlayarak
devam etmek; hayatın en güzel rengidir Göksel Köyü’nde.
Göksel Köyü’nün yaylasıdır; Sarı Çiçek Yaylası. Eski evlerden
kalıntılar, içinden geçen dere ve birkaç ev dikkat çeker bu yaylada.
Mantarların doğal ortam bularak kendini gösterdiği yayladaki hayat, köyde vücut
bulur. Çok az da olsa uğranılan Sarı Çiçek Yaylası, Göksel Köyü’nün vazgeçilmez
doğasının bir parçası halinde kendini gösterir.
Yeşilin her tonunu sunar ziyaretçilerine Göksel Köyü. Gün
batımında ise turuncu ve yeşilin ahenkli karışımının bir tablo oluşturduğu
masalsı manzaralar huzurun sembolüdür Göksel Köyü’nde. Bulutların çam
ormanlarına değdiği yerdir; sis bastırdığında ve yağmur yağdığında kara lahana
çorbası, tereyağı, peynir, çay ve köy ekmeği beşlisinin kültürel hayatın
derinliklerine işlediği yerdir Göksel Köyü.
Karşıdan bakıldığında bir tabloyu andıran doğayı seyre
daldığınızda, uzaktaki manzara sanki mıknatıs gibi çeker sizi kendine; atlamak
istersiniz; kucaklarcasına. Bu tılsımlı tabiat mucizesi hem uzaktadır hem de
tam yanı başınızdadır. Aniden bastıran sis, mavinin griye dönüştüğü ve yeşilin
gri ile kucaklaştığı andır. Sisin yeşilin içine dağılmasıyla, manzara, kremalı
matcha keki getirir akıllara.
Delinmiş Kayalar ismiyle bilinen mağaralar, Düzler Mevkii ve
düz bir yamaçtan aşağı doğru süzülen Beyaz Su, Göksel Köyü’nde gezilecek diğer
yerler arasındadır.
Çalışkandır, eğitimlidir Göksel Köylüler. Değerlerine sahip
çıkarlar ve onları korurlar. Saygın bilim insanları, iş adamları, sanatçılar
gururudur Türkiye Cumhuriyeti’nin.
İki gece konakladım Göksel Köyü’nde; doyamayarak ayrıldım;
tekrar ziyaret edip daha fazla kalacağıma söz vererek.
Yeşilin her tonunu sergileyen sıra dışı doğasının sunduğu
hazineyle birlikte, bol oksijen dolu havasını içinize çekmek, huzur bulmak,
insanının yüreğindeki sevgi ile yoğrularak hazırlanan yemeklere eşlik etmek,
misafirperver insanlarıyla sohbet ederek umutları ve sevinçleri paylaşmak için
sizleri bekler Göksel Köyü.
Yazı Ve Fotoğraf
Prof.Dr Zerrin ŞENTÜRK