Afrika,
dünyadaki toplam kara alanının % 20’si ile dünya nüfusunun % 14’üne sahip.
Kıtada iki binden fazla dil konuşuluyor. Afrikalıların yarısı, günde bir
dolardan az bir gelirle yaşamını devam ettirmeye gayret ediyor. Buna mukabil,
Sahra Altı Afrika’sında 30 milyon ateşli silah var. Okuryazar oranı ise % 60.
Bu kara kıtada en yaygın ölüm nedeni ise asrın hastalığı AIDS.
Afrika’da
yabani hayvan eti ticareti milyarlarca dolarlık bir pazardır. Çarşıya gelen at
arabaları, belki de can çekişen timsah ve maymunlarla doludur. Çoğu yasadışı
yollarla yapılan bu acımasız hasat, ormanların boşalması, yabani hayvanların
nesillerinin tükenmesi ve insanların aç kalması ile sonuçlanabilir.
Evet,
Afrika’nın ilginç bir coğrafyasındayım. Burası, arazisinin % 80’i orman olan,
sadece 1,5 milyon nüfuslu, 50 farklı lisanın konuşulduğu, 13 adet de millî
parka sahip Gabon.
Gabon petrol,
doğal gaz ve kereste ihracatı ile Afrika’nın en zengin ülkelerinden biri oldu.
Bir rekor kırarak 42 sene devlet başkanlığı yaptıktan sonra arkasında bıraktığı
büyük serveti ile bu dünyadan göç eden Omer Bongo’nun yerine oğlu Ali Bin Bongo
devlet başkanı oldu.
Bu coğrafyanın
tarihine ana hatları ile şöyle bir göz atalım:
1471:
Portekizliler ilk kez bu topraklara ayak bastı.
XVIII ve XIX.
yüzyılda ise, batılı sömürgeciler Gabon’u, fildişi ve kereste ticaretinin
merkezi yaptılar.
1886: Gabon
resmen Fransız sömürgesi oldu.
1960:
Bağımsızlığını kazanarak küllerinden yeni bir ülke olarak tekrar doğdu.
Genellikle
birbirine yakın ufak köylerde barınan Gabon halkı özellikle akşamları süslenip,
giyinip kuşanıp sokaklara dökülüyor. Yaşam sokaklara taşıyor. Çamur sokaklarda
rengârenk kıyafetleri, uzun küpeleri, topuklu ayakkabıları ile alımlı hanımlara
hayretle bakıyorsunuz. Belki varlıklı değiller ama mutlular. Zaten mutluluk
“ufak detaylar”da gizli değil mi?
Başkent
Libreville
Serbest
bırakılan kölelerin bu yöreye yerleşimi ile “Freetown” yani “Libreville” olarak
anılan başkent, Fransız askerî kışlaları, Fas mimari stilindeki Merkez Camii,
Som Oteli civarındaki çok geniş bir alana yayılmış halk pazarı, Jean Paul II.
Caddesi üzerindeki balık lokantaları ile zengin ve fakir çelişkisinin yaşandığı
ilginç bir yerleşim merkezidir. Fotoğraf çekmeye meraklı iseniz civardaki
balıkçı köylerinde sabah erkenden tüm ailenin dertli melodiler eşliğinde ağ
çekmelerini gözleyebilir, sonra da bir kilise okulunu ziyaret edip çikolata
renkli çocuklarla aynı kare altında görünebilirsiniz. Bol bol farklı tropik
meyveyi tadabilirsiniz. Yarım saat içinde yerel bir motorla yağmur ormanın
kıyısında yer alan plaj ve piknik alanlarına da ulaşabilirsiniz.
Libreville’de
ara sokaklarda dolaşıyorum. Dalgalar, mekânlar, gölgeler, su birikintileri, çöp
bidonları, gülümsemeler, okyanusun sesi, demir parmaklıklı pencereler, hepsi
ama hepsi bana “yetersiz” geliyor. Çünkü ben farklılığı arıyorum.
Kötü inşa
edilmiş yapıların gri ve toprak rengi sıvaları, zaman içinde daha da
koyulaşmış. Bazı binalar terk edilmiş, pencerelerine tahtalar çakılmış. Bina
güneşe, ustalığa, anlaşmaya ve yağmura kapalı… Bir evin damlayan sularla
siyahlaşmış merdivenlerine bakıyorum. Avlunun ucundan loş bir ışık sızıyor.
Libreville
zenginle fakirin; mutlulukla hüznün birlikte dans ettiği bir şehir. Sizi
kucaklamaya hazır… Onu tanımak isterseniz inanın size kendisini tüm samimiyeti
ile açacaktır.
Kısa Kısa
Gabon
·
Gabon’a ayak basınca hemen bir cep telefonu
edinin, hem ucuz hem de her yerde çekiyor.
·
Gabon’un Lambarane şehrinde, 1924 yılında Nobel
ödüllü hayvan hakları koruyucusu Alman Dr. Albert Schweitzer bir hastane açmış.
·
Devlet başkanı Ali Bin Bongo’nun Amerikalı eşi
Inge’nin, Kaliforniya’da ancak yiyecek yardımı ile yaşamını sürdürdüğü basında
geniş yer aldı.
·
Ogove Nehri ağzında kurulmuş Gabon’un ikinci
büyük kenti Port Gentil, 164 000 olan nüfusu ile önemli bir ihracat limanı ve
sanayi kenti.
·
Devlet başkanının da Müslüman olması ile
Gabon’da Müslüman sayısı hızla artmaktadır. Belki de Müslümanların sayısı
Hıristiyanları yakın bir gelecekte geçecek. Özellikle Müslüman Nijeryalılar
Gabon’a göç ediyor.
·
Başkan Ali Bongo’nun elektrik direklerinde ve
panolarda bol bol kravatlı ve sakallı fotoğraflarını görüyorsunuz.
·
Gabon’un turizme açılmasının yeni bir işareti
olarak Transgarbon Demiryolu hattının inşaatı hızla ilerliyor.
·
Gabon’un en önemli etnik grupları Fangler,
güneyde ise yarısı Müslüman olan Bartular.
·
Gabon’un kendi ahalisi 600 bin civarında.
Gururlu, zengin bir topluluk! Bir o kadar da komşu ülkelerden gelip bu
coğrafyada çalışan işçiler var.
·
Gabon yılda 1000 ton uranyum filizi ihraç
ediyor. Uranyum ve manganez cevherlerini zenginleştirme tesislerine de sahip…
·
Gabon bence henüz turizme tam hazır değil. Bir
defa fiyatları “çok yüksek”. Servis sektörü de bir o kadar zayıf. Fransızca
dışında lisan bilenlerin sayısı da çok az. Bir tane bile İngilizce kaynak kitap
bulamıyorsunuz.
·
Gabon vizesini İstanbul’daki Fransız
Konsolosluğu’ndan alabiliyorsunuz, ama en az bir ay öncesinden müracaat etmeniz
gerekiyor. Aksi takdirde Roma’daki Gabon Elçiliği’ne kadar uzanmanız gerekiyor.
İşte o zaman kısa bir zamanda vizeyi alıyorsunuz.
Yazı Ve Fotoğraf
Prof. Dr. Orhan KURAL