Şifa Olsun

Bazen yanımızdaki güzellikleri fark edemiyoruz. Her defasında olduğu gibi yine bir seyahat dönüşü memleketime geldiğimde anladım bunu. Konya’nın Hocacihan mahallesinde bulunan bir çorbacıya gittim bugün. Restoranın yemekleri güzel olmasının yanı sıra hizmetini de çok beğendim. Size biraz Restoran’dan bahsetmek istiyorum.

Osmanlı Paça Çorba. İsminden ambiyansı tahmin edebileceğinizi düşünüyorum.  Restorana girerken henüz kapıda sizi güler yüzlü ve yer yer de esprili çalışanlar karşılıyor. Bu da ne kadar samimi bir ortama adım attığınızın göstergesi. İçeri girdiğiniz ilk an sıra dışı bir mekâna girdiğinizi fark ediyorsunuz. İlk dikkatimi çeken restoranın sağ duvarında yer alan tamamen el çizimi resim oluyor. Aslında ben bunu baskı sanmıştım ancak el yapımı olduğunu çalışanlara sorarak öğrendim. Biraz daha etrafı inceledikten sonra devasa bir ağaç gövdesinden kesilmiş masa ve sandalyeler dikkatimi çekti. Her şey o kadar doğal görünüyor ki sanki farklı bir dönemdesiniz. Bu seferlik tek başıma geldiğim için dört kişilik masalardan birine oturuyorum. Ancak kalabalık gelmeyi düşünürseniz daha geniş masalar da mevcut.

Şimdi gelelim en ilginç kısma, ilk kez geldiğiniz bir restoranda ne yiyeceksiniz? Aslında marka bu konuyla ilgili ipucu veriyor. Çünkü adı Osmanlı Paça Çorba. Peki, Osmanlı Paçayı normal paça çorbadan ayıran ne?  Bu sorunun cevabını işletme sahibi Raşit Okutan dan bizzat almak istedim. Ki kendisine birkaç soru daha sordum. Sorularımın cevaplarını yazımın sonunda sizlerle paylaşacağım. Dilerseniz tekrar menüye dönelim. Bir kere markadan dolayı menüde sadece çorba görmeyi bekliyordum. Ancak çoban kavurma, Osmanlı tirit, saç kavurma ve ciğer kavurma gibi güzel et yemeklerini de menüde bulabilirsiniz. Burada gördüğünüz gibi dikkatimi çeken yine geleneksel bir lezzet olan Tirit’ in başına gelen Osmanlı kelimesi. Bunun sebebini sorduğumda ise Osmanlı Tirit’te bildiğimiz Tirit’ in aksine köfte değil kavurma kullanılıyor olması. Yine ismiyle müsemma Osmanlı mutfağından günümüze gelen bir lezzet. Şahsen bir çorbacıya girdiğimde siparişim çoğunlukla işkembe çorbası olur. Ancak malumunuz farklı ülkeleri farklı kültürleri gezen biri olarak yeni tatlara açık olmalısınız. O yüzden Osmanlı paça çorba ve Osmanlı Tirit’i denemek istedim. Hani bazı şeylerin tarifi olmaz ya bende şu an bu lezzetleri kaç cümle kurarsam kurayım anlatamayacağım. Biraz klişe olacak ama gidip denemeniz lazım. Aslında tüm lezzetleri denemek isterdim ama malumunuz midenin de bir kapasitesi var. J Böylece bu güzel mekâna tekrar gelmek için de bir bahane edinmiş oluyorum.

Şehir de farklı dokusuyla farklı lezzetleriyle dikkat çeken bu tarz mekânlar keşfetmek ve bu deneyimi sizlerle paylaşmak beni her zaman mutlu etmiştir. Ancak yazımın başında söylediğim gibi aklımda cevabını bulmak istediğim bazı sorular da yok değil. Yediğim güzel yemeğin ardından bu soruları işletme sahibi Raşit Beye yönelttim. Bir kısmı belki sizin de merak ettiğiniz konular olabilir.

Soru 1: Raşit Bey restoranınızı yeni fark ettim ne kadar zamandır faal?

Cevap: Aslında restoranımız 2006 yılından bu yana işlemekte. Ancak bahsettiğim ilk şubemiz. Yani Bedesten’deki restoran. Buraya göre daha mütevazı. Şu an bulunduğumuz şube ise ikinci şubemiz. Burayı ise 2017 yılında Beyşehir yolu üzerinde faaliyete geçirdik.

Soru 2: Duvardaki resmin çizimi kime ait?

Cevap: Çizim Konya’nın en eski ressamlarından Ressam Kendi’ye ait. Yaklaşık 2 ayı bulan bi çalışma oldu ve mekânımızın ambiyansını gerçekten değiştirdiğini düşünüyoruz.

Soru 3: Osmanlı paça çorbayı normal paça çorbadan ayıran nedir?

Cevap: Osmanlı paça çorba tamamen doğal yöntemlerle yapılmaktadır. Kaynatma ve sunum olarak tamamen eskiye dönük şekilde hazırlanmaktadır. Ayrıca vitamin değeri öldürülmeden buna hassasiyet göstererek yapılan bir çorbadır. Sos olarak da diğer çorbalardan ayıran özelliği içinde bir miktar baharat olmasıdır.

Soru 4: Sosyal medyanız da sürekli karşıma çıkıyor. Osmanlı paça çorbayı hep bir şifa kaynağı olarak resmediyorsunuz. Nasıl bir şifa kaynağı?

Cevap: Osmanlı paça çorbanın şifa kaynağı olmasının sebebi tamamen doğal yöntemlerle yapılmış olan kemik iliklerinden kaynatılan sudan elde ettiğimiz bir sosla hazırlanmasıdır. Bu sosun çeşitli baharatlarla marine edilmesiyle oluşan bir çorbadır. Osmanlı paça çorba birinci dereceden kemik hastalıklarına, eklem, romatizma, kas ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Özellikle kadınlarda ilerleyen yaşlarda oluşan kırışıklıkların engellenmesi ve ilerde botoks yaptırmamak için paça çorbayı tercih ediyorlar. Haftada 1-2 kez tüketmeleri gerekir. Konuyla ilgili profesörlerimizde televizyonlarda yeterince açıklama yapmakta. İnternet üzerinden araştırma yaptıklarında da paça çorbanın faydasını görebilirler.

Soru 5: Menüdeki fiyatlar sizce de biraz yüksek değil mi?

Cevap: Yemeklerimiz aslında pahalı değil. Herhangi bir katkı maddesi veya fiyatı düşürecek bir etken olmadığından doğal haliyle üretildiği için fiyatlarımız normal. Müşterilerimizden de pahalı eleştirisi almıyoruz. Kaliteyi, hijyeni düşük fiyatlarla da sağlayamazsınız.

Soru 6: Müşterilerinizden gelen yorumlar sizi memnun ediyor mu?

Cevap: Müşterilerimiz son derece olumlu yorumlar yapmaktadırlar. Hem sosyal medyada hem de burada birebir görüştüğümüz müşterilerimizden olumlu yorumlar alıyoruz. Zaten ilk kez gelen bir müşteri 2. Kez 3. Kez geldiğinde doğru bir iş yaptığınızın farkına varıyorsunuz.

Soru 7: Bize biraz da Osmanlı tiritten bahseder misiniz?

Cevap: Tirit günümüzde pek çok firmada köfteden yapılmaktadır. Osmanlı Tirit ise parça etlerden oluşmaktadır. Biz de burada onu oluşturmaya çalıştık. Osmanlı Tirit ’ini kavurma etiyle yapmaktayız. Konya’nın orijinal Tirit’i de zaten kavurmalıdır. Osmanlı Tirit’i diğer tiritlerden ayıran ana özellik kavurmalı olmasıdır. İkinci özelliği ise üzerinde kendi oluşturduğumuz Osmanlı çeşnisinin olmasıdır. Baharatlarla elde ettiğimiz bir çeşnidir. Son derece özel ve güzel bir yemektir.


Dedim ya klişe olacak ama birkaç paragraflık metinle damaklarınıza hitap etmem mümkün değil. Gelip denemeniz lazım. Afiyet olsun.

Yazı Ve Fotoğraf
Elif Apaydın - Metafor Ajans