Yaşı kırkın üzerinde olanlar bilirler, eskiden evlerde kelle, paça, işkembe pişirilirdi. Damak tadı fastfoodlar tarafından değiştirilen yeni nesil, sakatat tarzı yiyeceklerin adını bile duymaya tahammül edemiyor. Oysa bünyeye şifa olan bu yiyecekler sıkça tüketilmeli.
Evet, evlerde yapılması zor,
dışarıda da her yerde gönül rahatlığıyla yiyemeyeceğiniz sakatat cinsi yiyecekler,
hakkıyla yapılan yerlerde tüketilmeli. İşte Sarıhan İşkembe. Haftanın 7günü 24
saat açık olan Sarıhan İşkembecisi paket servisiyle de bu lezzetleri evlerimize
taşıyor.
1993 yılından beri İstanbul Fındıkzade’de faaliyet gösteren Sarıhan İşkembecisi’nin başka şubesi bulunmuyor.
Gece 01.30 sularında arkadaşım M. Nebi Gedik ile birlikte gittiğim Sarıhan’dan memnun ayrılmamım en büyük bir kaç sebebi, hizmet kalitesi, temizlik, bol çeşit, ince düşünülmüş hizmetler. En basiti çorbanıza, salatanıza limon sıkarken çekirdek düşmesin diye limonlar file ile sarılmış. Tüm çorba, salata vs. sunumları ile önce gözlerimiz doyuyor. Ben yemem, yiyemem diyenlerin bile iştahını kabartacak sunumların ardından sıra bu lezzetleri tatmaya geliyor.
Arkadaşımın tavsiyesiyle işkembe
ve şirden yapılmış karışık çorbayı deniyorum. Dileyen için Beyran, kelle paça vb.
birçok seçenekte bulunuyor. Çorbanın ardından Kelle Beyin Tandır deniyoruz.
Dileyen için kokoreç, ciğer gibi bol seçenek var. Gayet lezzetli ve faydalı bu
yemekleri her zaman yiyemiyor olmamıza üzülmüyor değilim. Burada ki kadar temiz
ve lezzetli yapılsa "asla yemem" diyen biri bile bu lezzetlerin
müdavimi olur.
Saruhan’da sakatatın yanı sıra et
ve tavuk ızgaralar, makarnalar, aperatifler, salata ve tatlılar da bol çeşitle
müşteriye sunulmuş.
Biz de son olarak kabak tatlısı
yiyerek ayrılıyoruz mekândan. Uzun bir süre aynı lezzeti bulabileceğimi
sanmıyorum.
Yolunuz İstanbul'a düşerse eğer,
başka şubesi olmayan Sarıhan İşkembecisi‘ne mutlaka uğrayın derim. Pişman
olmayacaksınız.
Yazı Ve Fotoğraf
Ali Sami Palaz - Mehmet Nebi Gedik