Pandeminin Mevsimlik Gezici Tarım İşçisi Haneler Ve Çocuklara Etkisi

Türkiye’de mevsimlik tarımsal üretimde çalışan ailelere ve mevsimlik tarımsal üretimin dinamiklerine dair son yıllarda yapılan araştırmalar, mevsimlik tarımsal üretimde yer alan işçi ailelerin çocuklarının mevcut durumu, yaşam koşulları, ihtiyaçları ve çocuk emeğinin kullanımına ilişkin detaylı bilgiler sunmaktadır. Ücretli tarım işçiliği yapan hanelerinin demografik özellikleri ve yaş kompozisyonu, bu hanelerin kalabalık ve çok çocuklu haneler olduğunu gösterirken hanehalkı üyelerinin büyük çoğunluğunun okur-yazar olmayan ve ilkokul mezunu bireylerden oluştuğuna işaret etmektedir. Bu alanda yapılan birçok araştırma mevsimlik gezici tarım işçileri ve onların çalışan veya ailesiyle birlikte yaşayan çocuklarının eğitim, sağlık, çocuk koruma gibi temel hizmetlere erişimde, yaşam ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesinde sorunlar yaşadığını göstermektedir. Özellikle yaşam alanında barınma, su, tuvalet, banyo ve elektrik konusunda karşılaşılan sıkıntıların çözümü, çocuk koruma özelinde bakıldığında, acil önem arz etmektedir.

Mevsimlik gezici tarım işçisi ailelerin barınma koşulları incelendiğinde çadır alanlarının insani koşullardan uzak olduğu görülmektedir. Mevsimlik gezici tarım işçiliği, aile içi emeğin yoğun olarak kullanıldığı bir iştir ve bu göç hareketliliğine çocuklar da dahil olmaktadır. Aileler çalışmak için geldikleri illerde, genellikle köy ve mahallelerin yakınlarında veya ovaların ortasında, bahçe, dere veya kanal yanına, tali ya da ana yol kenarına kendi imkânlarıyla kurdukları genellikle plastik branda malzemeden olan çadırlarda yaşamaktadırlar. Bu çadır yerleşim bölgelerindeki yaşam bazen kısa süreli bazen de yıllarca sürebilmektedir.

 

Kentin çeperlerinde yer alan, çoğunlukla en yakın mahalle/köye bazen kilometrelerce uzak olan, dere ya da su kanallarının hemen yanına kurulan çadır alanlarında mevcut barınma koşulları hem yetişkinler hem çocuklar için çeşitli tehlike ve riskler barındırmaktadır. Bu alanda yapılan birçok araştırma çöplerin nadir toplandığını, çevre sağlığı ilaçlamasının yapılmadığını, yeterli ve etkin atık su uzaklaştırmanın bulunmadığını, temiz içme ve kullanma suyuna erişim sorunu bulunduğunu, elektriğin kısıtlı olduğunu, bulaşıcı ve salgın hastalık riskinin yüksek olduğunu ve hem orada yaşayan topluluğun hem de genel halk sağlığının risk altında bulunduğunu göstermektedir.[1]

 

Türkiye ‘Sağlıkta Dönüşüm’ adı verilen reform çabası ile mevcut sağlık sisteminde önemli değişiklikler yapmıştır. Bu sistemde bağışıklama, gebelik ve çocuk izlemleri gibi önemli koruyucu hizmetler öncelikle kişilerin bağlı oldukları aile sağlık merkezlerindeki aile hekimleri tarafından takip edilmektedir. Nitekim mevsimlik gezici tarım işçilerinin konaklama yerlerinin çoğu Aile Sağlık Merkezleri ve Sağlık Evleri’ne uzak mesafededir ve bu merkezlere işçilerin ve ailelerinin ulaşımı için sürekli vasıta ve finansal kaynak bulunmamaktadır. Mahallelerde bulunan sağlık evlerinde ise haftanın sadece bir ya da iki günü aile hekiminin hasta kabulü mümkündür. Mevsimlik gezici tarım işçiliğinde yer alan söz konusu haneler gezici oldukları için düzenli ve sürekli takipleri sağlık personeli tarafından yapılamamaktadır.[2]

 

En kötü biçimdeki çocuk işçiliğinden biri olan mevsimlik gezici tarım işçiliğinde iş kazaları ve meslek hastalıkları riski en yüksek derecededir. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin sağlık hizmetlerine erişimlerine dair çalışmalar kişilerin sağlık hizmeti arayışlarının ancak fonksiyon kaybı sonrasında olduğunu göstermektedir. Yani, kişiler rahatsızlıkları bahçede, tarlada çalışmalarını tamamen engelleyene kadar herhangi bir tedavi arayışına girmemektedirler. Hastalığın ciddiyeti arttıkça genel olarak tedavi zorlaşmakta, pahalılaşmakta ve daha ileri seviye bakım gerektirmektedir.[3] Çoğunlukla şehir merkezine uzakta olan yaşam ve çalışma ortamları ambulansın bölgeye varış süresini uzatmaktadır. Ayrıca mevsimlik gezici tarım işçisi hanelerin barındıkları çadır yerleşimlerinin olduğu bölgelerde toplu taşımanın seyrek olması aileleri çocuklarını hastaneye götürmek istediklerinde tarım aracısı, çavuş ya da toprak sahibinin özel aracına muhtaç bırakmaktadır.[4]

 

Çalışma ortamına ulaşım minibüs, traktör ya da yürüyerek sağlanmaktadır; çalışma ortamlarının neredeyse tamamında insana yakışır dinlenme alanları, yemek yeme yerleri, tuvaletler, el yıkama alanları, temiz içme ve/veya kullanma suyu bulunmamaktadır; yapılan işin biçimine göre işçi sağlığı ve iş güvenliği esaslarına uygun biçimde gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmadığı da saha gözlemleri sırasında görülmektedir.

Mevsimlik gezici tarım işçisi haneler ikamet ettikleri yerden başka bir ilin bitkisel üretim faaliyetlerinde çalışmak için göç etmekte ve gittikleri ilde çalıştıkları tarla veya bahçelere en yakın kırsal alanlarda, kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda veya kamu kurumlarının tahsis ettiği sınırlı sayıda barınma yerlerinde konaklamaktadırlar. Mevsimlik gezici tarım işçisi hanelere ve özellikle de çocuklarına ilgili hizmetlerin sunumuna dair planlama ve izleme yapabilmek için bu hanelerin demografik özelliklerini, yaşam koşullarını, konakladıkları yerleşim alanındaki riskler ile eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kamusal hizmetlerden yararlanma durumları ve ihtiyaçlarını tespit ve analiz etmek gereklidir. Bütüncül bir yaklaşım ile bu bağlamdaki ilgili tüm aktörlerin faaliyet alanlarının, hedef gruplarının ve onların ihtiyaçlarının belirlenmesine, kapsamlı, kapsayıcı, uzun vadeli ve çok ortaklı çözümlere ihtiyaç vardır.

 

Mevsimlik gezici tarım işçilerinin Covid-19 pandemi öncesi durumları yukarıda belirtildiği gibiyken bir de pandeminin etkisiyle daha çekilmez ve kaygı verici durumu etlenmiştir. Bu nedenle yoksul işçi hanelerin bir kısmı çalışma sürecine katılmaktan vazgeçmiş ve yoksulluklarının üstesinden nasıl geleceklerinin kaygısını yaşamaya başlamışlardır. Bütün riskleri göz önüne alarak çalışma sürecine katılacak olanlar için de hazırlık, izin alma, güvenli yolculuk, güvenli çalışma koşulları ile tarlaya, bahçeye ulaşma konusunda pandemiden korunmaya ve özellikle salgının bu alanlara sıçramaması için yüksek düzeyde önlem almayı gerektiriyor.

Bu durum yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın çok sayıda ülkesinde de benzer tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir. Bir yandan yoksul insanların geçim kaynağının kesilmemesi, öte yandan çiftçilerin üretim sürecini devam ettirmesi ve dolayısıyla toplumların gıda güvenliğinin sağlanması için tarımsal faaliyetlerin bir şekilde devam etmesi gereklidir. Bu nedenle yüksek düzeyde önlem alınarak başta mevsimlik gezici tarım işçileri olmak üzere, mahalli tarım işçileri ile ücretsiz aile işçileri içinde hem finansal hem de ayni destekler verilmeli, iş güvenliği sağlanmalıdır.

 



[1] Kalkınma Atölyesi (2018) Yoksulun Umudu Çocuk! Mevsimlik Tarım İşçisi Haneler ve Çocuk İşçiliği Araştırması

[2] Kalkınma Atölyesi (2017) Geçmişten Günümüze Adana Ovası’nda Mevsimlik Tarım İşçileri ve Çocukları; Adana Ovası’nda Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Mevcut Durumu Analizi

[3] Acıbadem Üniversitesi MEDAK Öğrenci Kulübü (2015) ‘Sen Oradaysan Biz De Oradayız’ Projesi Raporu https://www.hayaledingerceklestirelim.com/Content/documents/sen-oradaysan-bizde-oradayiz.pdf

[4] Kalkınma Atölyesi (2018) Mevsimlik Tarımsal Üretimde Kurumsal Boşlukların Azaltılması Projesi alan bulguları.

Yazı Ve Fotoğraf
Ertan Karabıyık - Sinem Bayraktar - Atölyesi Arşivi