
25
yaşımı bitirirken, hiyeroglif öğretebilen yedi kişinin sekizincisi olma
hayaliyle Mısır’a giderken beni bekleyen maceralardan bihaber, bavuluma hem
yazlıklarımı hem kışlıklarımı sıkıştırmış, en çok yeri de ideallerime
ayırmıştım. Elbette en büyük referans noktam, turist olarak gezdiğim günlerin
bende bıraktığı neşe ve teslimiyet duygusuydu. Bunun, bana hayatımın o dönemi
için çok iyi geleceğini biliyordum. Bu yüzden şimdi okuyacağınız yazı benim
gözlerimden, yolculuğuna saf bir turist olarak başlayan 25 yaşındaki genç bir
kadının Mısır ülkesinde yaşayan bir yerele dönüşürken yaptığı gözlemleri anlatır.
Giza’nın bilinmezliği ile büyüleyici piramitlerinden, Luxor’un dört bin yıldır
renklerini hala dünkü gibi koruyan tapınaklarına; bu sefer modern Mısır’da
gündelik yaşama gidiyoruz dostlar!
Mısır’ı
anlatırken öncelikle şuradan başlamak gerekir; siz Mısır’a ne zaman isterseniz
değil, o sizi ne zaman çağırırsa gidersiniz. Peki, yazar burada ne demek ister?
Benim için Mısır dalış, safari, bedevi geceleri konseptinden çok “dönüşüm” ile
alakalıdır. Turist olarak gezerken de bir sonraki adımımın ne olacağını
bilmediğim bir dönemde Mısır’a gitmeye karar verdim ve orada tanıştığım solo
gezginlerin hepsi de böyle bir arayış esnasında, hiç yoktan yere Mısır’a
biletlerini alıp gelmişti. Hatırlıyorum, bir akşam kocaman bir masada tüm
dünyadan insanlar olarak oturmuş sohbet ederken biri “Neden buradasınız?”
demişti. Kimse de dönüp “çünkü piramitler” diye açıklamadı. Herkesin ağzından
mırıltı şeklinde “bilmiyorum” çıkmıştı. Velhasıl eğer hayatınızda bir
arayıştaysanız ve neyi aradığınızı dahi bilmiyorsanız, belki de Mısır’a gitme
zamanınız gelmiştir.
Bunun
da sebebi biraz teslimiyet. Siz deyin iklimin verdiği bezginlik, ben diyeyim
inançları; hiçbir şey yolunda gitmiyor gözükürken bile en sonunda her şeyin
yolunda gittiği bir lokasyon Mısır. Siz kontrol manyaklığı ile belki de
saçlarınızı yolarken bir Mısırlının yaşanan aynı olaya “hallederiz, halledilir”
söylevine karşılık bir de onu yolmak isteyebilirsiniz. Ancak en nihayetinde
göreceksiniz ki o iş çözülecek. Çözülmese de daha iyi bir şey olacak. Hayatla
oyun gibi aslında, çoğumuz unutmuyor muyuz bu gerçeği? Zorlamıyor muyuz bir
şeyi gerçekleştireceğiz diye ve olmayınca tüm yelkenleri hayata karşı
indirmiyor muyuz bazen? Mısır’ın günlük yaşamında zorlamak yok, ancak
yelkenleri suya indirmek de yok. Eğri oturup doğru konuşalım, zor bir ülke.
Trafiği, kuralsızlığı, düzensizliği, insanların ekstra gürültülü olması; yine
de bir süre yaşadıktan sonra bu düzensizliğin içinde bile bir düzen olduğunu,
süregelen kültürlerinde bu düzensizliğe alışkanlık ve bağımlılık
geliştirdiklerini görüyorsunuz.
Gözlemlediğim
kadarıyla bu kaos ortamından kendilerine neşe yaratan insanlar aslında. Düzenin
gelişi demek, sanki insanları tekdüzeleştirecek ve bu neşeyi ellerinden alacak,
bunu bildikleri için de kaoslarına sıkı sıkıya sarılıyorlar gibi. Khan el
Khalili Çarşısı’nda iki kişi yan yana yürüyemezken, düşmemek için başınızı
kaldırıp insanlara bakarsanız, omzunda kartal taşıyanı, fotoğraf çekmek için
peşinize takılanı, elinde geleneksel eteğini döndürerek tenoura şovunu yapanı, kısacası
adeta bir Cirque du Soleil ile karşılaşırsınız. Göremeyeceğiniz tek şey
insanların yüzündeki gerginlik olacaktır. Bizim dokuz sekizlik Roman havaları
gibi bir Mısır şarkısı çalmayadursun, kendinizi dans edenler arasında bulmanız
pek olası.
İşte,
modern Mısır’ın bir diğer öğretisi; neşe ile ciddiyet arasındaki o ince çizgide
ustaca yürüyebilmek. Çünkü laubaliliğe eğilimli bir yapıları da var. Bir
dükkana girdiğinizde o dükkanın sahibi de olabilirsiniz, o dükkandan
sinirleriniz bozuk, gününüz rezil olmuş şekilde de çıkabilirsiniz. Burada çok
neşeli olursanız, pazarlık yapacağınız konu sakız gibi uzar; lakin çok ciddi
olursanız da sizin sinirleriniz yıpranır. Peki buradaki ipucu nedir, bana
kalırsa pazarlıklarınızda dolar ile ödeme yapmayı teklif etmenizle beraber
karşınızda eriyecekleri gerçeği J
Yazının
en başında yazdığımız gibi, neşe ve teslimiyet. Biraz da akışın da olmak.
İnanın, Mısır gezinizi kontrol etme çabanızı bir kenara bırakırsanız, Mısır’ın
size sunacağı çok şeyi var.
Yazı Ve Fotoğraf
Doruk Conker Şahin