NİSAN TASI

Nisan Tası Bronz üzerine gümüş ve altın kakma olarak yapılmış İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han tarafından Mevlâna Dergâhına 1327’de hediye olarak gönderilmiş.

Nisan yağmuru Mevlevîler tarafından da mübarek sayılmıştır. Dergâhta, bu yağmurdan toplanmış ve üzerine dualar okunmuş, dergâhın zemzemi olarak dağıtılmış. Özellikle Rumi takvime göre nisan ayının (halk tarafından) ilk yağmuru toplanıp, dualar okunup şifa ve bereket için içiliyormuş.

Bugün Mevlâna Müzesi’nin huzuru pir salonunda bulunan Nisan Tası 33 kilogram ağırlığında, 135 cm yüksekliğinde. Müzeyi bilinçli olarak gezenler tarafından hayranlıkla izleniyor.

Tas adını içine doldurulan bol mineralli nisan yağmur suyundan alıyor. Nisan tasına toplanan suya Hz. Mevlana’nın sarığının ucu batırıldığı için “destar suyu” da denilmiş. Selçuklular Dönemi’nde Konya'da nisan yağmurlarının taslarda toplanarak insanlara şifa için dağıtıldığı ve yemeklere katılarak kullanıldığı bilinmektedir.

Halk tarafından Nisan suyu toplamak için yapılan, küçük taslara da Nisan Tası deniliyor. Nisan tası, bereket ve şifa getirdiğine inanılan nisan yağmurlarını toplamak üzere damlara konan taslara verilen ad. Genellikle pirinç, bronz ve tunçtan yapılıyor. Kur’an-ı Kerim’den ayetler ve dualar ile bezeniyor.

Nisan ayı, Anadolu'da "yağmur ayı" veya "yağar ay" olarak adlandırılır ve nisan ortalarından mayıs ortasına kadar yağan yağmuru kaplarda toplayarak şifa niyetine kullanma geleneği vardır. 

Yazı Ve Fotoğraf
ASP