
Anadolu’nun
doğusu hiç bilmediğim görmediğim belki de gitmeye cesaret edemediğim bir
coğrafyadır, özellikle adı terörle anılan illere kadın başına nasıl gidilir ki?
Gidilmez yasaklı bölgelerdir oralar, korkulur. Sadece haberlerde izlediğim,
okuduğum bir coğrafya… Ancak yine de içimde bir ukdedir, gitmelisin görmelisin
diyen iç sesime uyup yol arkadaşım ile bir plan dâhilinde yollara düştüm.
Nereye mi? Doğu Anadolu’da adı hep terörle anılmış ancak üstüne yapışan bu
etiketten kurtulmaya çalışan Tunceli’nin yıldızı Ovacık’a…
Bu
küçük ilçe, Tunceli valisi Tuncay Sonel ve Ovacık Kaymakamı Selçuk Haskırış sayesinde epey bir yol kat etti.
İlçeye katma değer sağlayan çeşitli tarım ürünlerinin yetiştirilmesine ön ayak
olarak bölge insanına yol gösterilmiş. Malum üretim varsa iş, aş, ekmek vardır.
Huzur vardır. Maalesef bölgenin makûs talihi insanlarını yalnızlığa itiyor
hatta iki arada bir derede kalmalarına neden oluyor. Hâlbuki kadim
medeniyetlerin yurdu Anadolu’da her zaman hayat vardır. Bizim eskiler, ‘taş
eksen can çıkar’ derler bu topraklar için. O canların kıymetini bilmek ve
değerlendirmektir mühim olan. İşte Ovacık’ta böyle bir ilçe, Ah keşke ellerinden
birileri tutsa da…
Anadolu’nun
her köşesindeki misafirperverlik, güler yüz ve samimiyet bizi burada da
kucakladı. Her zaman söylerim, bir yabancı bizim ülkemizde asla aç kalmaz. İlla
ki bir kapı açılır, bu kapıları gülen yüzleri ve gözleriyle açanlar genelde
yaşlı bir teyze veya dede olur; mevsimine göre evde imkân dâhilinde ne varsa ikramlarda
bulunulur. Ovacık da bu adet tekerrür etti. Gerçekten de bu samimiyete terör
hiç yakışmıyor, hiç bağdaşmıyor.
Ovacık,
kuzeyi Munzur, Mercan ve Avcı sıra dağları ile güneyi ise ormanlık alanlarla
çevrili. Ovacık ilçe merkezine çok yakın bir mesafede Munzur Nehri’nin kaynağı Munzur
Gözeleri bulunmakta. Nefesinizi kesen enfes bir doğa… Yaklaşık 40 farklı
kaynaktan fışkıran buz gibi sular Munzur Nehri’ni oluşturuyor. Munzur Gözeleri’ni
gezmeden buz gibi bir tas suyunu içmeden olmaz. Ama lütfen yavaş için. Sonra da
yorgunluğunuzu demli bir çayla atabilirsiniz.
Akabinde
yöre halkı tarafından bir inanç merkezi haline gelen Munzur Baba uğrayın. Sürekli
ziyaret edilen önemli uğrak yerlerinden biri. Özellikle yaz aylarında inanç
turizmi açısından bölgeye gelen ziyaretçi sayısı oldukça fazla. 2019 yılı
Kurban Bayramı süresince Ovacık’a 49.500 aracın giriş yaptığını, yaklaşık
olarak 250.000 bin kişinin Munzur Baba’yı ziyaret ettiğini öğreniyorum. 1300
nüfuslu bir ilçe için 4 günlük bir süre zarfında 220 bin kişinin ziyaret etmesi
Munzur Baba’ya duyulan ilginin ve sevginin göstergesi olsa gerek.
Diğer
bir lokasyon da Munzur Vadisi, 1971 milli park olarak ilan edilmiş Türkiye’nin
en büyük milli parklarından. Bu parkta su ve kaya ortamlarında yetişen çok
çeşitli türler varmış. Bitki örtüsü bakımından çok zengin olan park florasında
1518 bitki çeşidi tespit edilmiş; bunlardan 43 çeşidi Munzur Dağlarına, 277
çeşidi Türkiye’ye özgü endemik türlerden oluşuyormuş. Bu bitkiler içinde Çan
Çiçeği, Erzincan Kirazı, Bindebirdelik Otu, Munzur Kekiği, Munzur Düğün Çiçeği,
Dağ Çayı, Munzur Dağı Oltu Otu ve Menekşe sayılabilir.
Ovacık
aynı zamanda dağ ve doğa sporları içinde henüz keşfedilmemiş bakir bir bölge;
Kara Göl Vadisi, Kırk Merdiven Vadisi, Mercan Vadisi, Havaçor Vadisi gezilmeye
değer. Munzur Dağları’nda 3.000 metre yüksekliğinde 30 civarında zirve bulunduğunu,
bu sayede trekking, alpinizm, kaya tırmanışı, mağara inişi ve trans geçişleri
için harika rotalara sahip olduğunu öğreniyorum. Yalnız bu zirvelere kesinlikle
rehbersiz çıkılmaması gerektiğini belirtmeden geçmeyelim.
Yurdumuzun
daha el değmemiş, yozlaşmamış, huzurlu atmosferinde Ovacık gibi gezilip
görülmeye değer yüzlerce lokasyon var. Artık korkmadan cesurca topraklarımızı
karış karış gezerek görmeliyiz, keşfetmeliyiz derim ben. Ya siz?
Yazı Ve Fotoğraf
Zeynep Seçil Ünal - Ali Haydar İmre