1.
Yaptığınız
işin adı nedir?
Seramik:
Kısaca toprağın sanata dönüşmesi. Fikirlerimi ve hayallerimi toprağa aktarmak, seramiğe
dönüştürmek. Seramiği kendi içinde iki guruba ayırabiliriz; endüstriyel ve
sanatsal seramik. Ben bu iki grupta da çalışmalar yapıyorum.
2.
İşe
nasıl başladınız? Bu işi nasıl seçtiniz?
Babamın
marangoz atölyesi vardı. Onun yanında ahşaba şekil vermeyi öğrendim. Ayrıca
resim yapmayı severdim. Bu atölye çeşitli maddelere şekil verme becerilerimi
geliştirdi. Lise yIllarımda resim öğretmenimin yönlendirmesiyle profesyonel
eğitim veren bir yerden eğitim aldım. Bu konuda ailem her zaman destekçi oldu. Daha
sonra Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde eğitimime devam ettim.
3. Ne tür ürünler üretiyorsunuz?
Çalıştığım
kurumda Selçuklu Dönemi’ne ait eserlerin replikalarının üretimini yapmaktayız.
Atölyede; ağırlıklı olarak ünik eserler üretiyoruz. Bunları vazo gurubu, çini
panolar, rölyef panolar ile örneklendirebiliriz. Kurumumuzda yaptığımız çalışmaların
merkezini Selçuklu sanatı oluşturuyor. Yaptığımız bu çalışmalarla kültür ve
tarihimize bir ışık tutmak ve genç nesillere sanatımızı hatırlatıp bu sanat
dilinin unutulmadan devam etmesini ve gelişmesini de amaçlıyoruz.
4. Ürünleri neye göre seçiyorsunuz ve neye
göre çalışıyorsunuz?
Kurumuzda
genellikle Cumhurbaşkanlığı ile Konya Selçuklu Belediyesi bünyesinde yayımlanan
“Büyük Selçuklu Mirası” ve “Anadolu Selçuklu Çağı Mirası” isimli kitap-albüm
çalışmalarından seçilen ürünlerin replikaları çalışılmakta. Bu kitapların
içerikleri, dolayısıyla yapmış olduğumuz bu replikaların çoğunluğu artık
anavatanında olmayan ve çeşitli yurt dışında ki müzelerde sergilenen Selçuklu
eserlerinden oluşmakta.
5. Üretim süreciniz nasıl oluşuyor? Üretim
aşamalarından bahseder misiniz?
Atölyemizde
üretim sürecimiz; modelleme, kalıplama veya çamur torna, döküm, kurutma,
rötuşlama, astarlama, bisküvi fırınlama, üzerine desen işlemesi, sırlama, sır
fırınlama ve kutulama aşamalarından oluşmaktadır.
Tasarladığımız/ölçülendirdiğimiz
eserin alçıdan modellemesini yapıyoruz. Modelimizin işlemi bittikten sonra
kalıplama işlemine geçilmektedir. Kalıplama işlemimizi alçı ile yapmaktayız. Modelimizin
kalıbını aldıktan sonra kalıbımızı doğal kurutmaya bırakıyoruz. Kuruyan
kalıbımızın içerisine sıvı çamur dökümü yapıyoruz. Kalıbımızın içine döktüğümüz
çamur, kalıbın iç duvarına yapışması için 6 saat kadar kalıp içinde bu şekilde bekletiyoruz.
Yapmak istediğimiz “model” kalıbın içerisinde 7 mm kalınlığa ulaşıncaya kadar çamur
ilavesi yapıyoruz. İstediğimiz kalınlığa gediğinde kalan sıvı çamuru boşaltıyoruz.
Kalıbın içerisinden çıkardığımız eseri kurutmaya bırakıyoruz. Kuruyan
eserimizin çapak ve rötuş işlemini yapıyoruz. Daha sonra astarlama yapıyoruz:
Astarlama daldırma veya fırça yardımı ile yapılır. Astarlama işleminden sonra (bisküvi
/ ilk pişirim) fırınlama işlemi yapılmaktadır. Bisküvi fırınlama işlemi derecesi
1000 ile 1080 santigrat derece arasındadır. Fırınlanan eserimiz yüzeyinde astar
pürüzü varsa ikinci bir rötuş işlemi zımpara desteğiyle yapılır ve üzerine
desen işlenecek hale getirilir. Eserimize desen işlemesi çeşitli pigmentlerle
yapılır. Son olarak tüm yüzeyi sırladıktan sonra son fırınlaması yapılır. Ek
olarak 3. kez fırınlamayı gerektiren sırlanmış yüzeyin üstüne yapılan dekor
teknikleri de vardır.
6. İşinizin en hassas ve zor kısmı
nedir?
Esasında
seramik ve çininin her aşaması çok dikkat isteyen bir sanat dalıdır. Tabiri
caizse kullanılan malzeme bir çeşit “canlıdır”. Eser üzerinde çalışacağınızda
çalışacağınız zamanı bazen malzeme söyler. Uygulayacağınız dekoru, rötuşu vs.
yapmanız gereken zamanlar vardır. Bazı işlemler için ürünün belli bir dokuda,
nemlilikte olması gerekmektedir. Çalıştığınız ortamdaki ya da kurutma
esnasındaki nem-ısı birçok şeyi etkiler. Dekor için kullanılan pigmentler
(boyalar) alışık olduğumuz boyalardan çok farklıdır. Boyama esnasında yapılan
bir hatanın telafisi diğer boya türlerindeki gibi değildir, çoğu zaman telafisi
yoktur. Birçok aşamada “bugünlük bu kadar yeter, yarın devam ederim” gibi bir
cümle kurulamadığı olur. Dediğim gibi seramik sanatı bir çeşit canlı bir
organizmadır, onunda kararları-istekleri vardır. Tabi en büyük sürpriz
fırınlama sonrasında yaşanır. 1000’li derecelerin üstüne çıkan bir fırın
içerisinde eserin başından neler geçebileceğine belli bir aşamadan sonra tahmin
yürütülemez. Her aşaması istendiği gibi geçen bir ürün fırındaki bir başka bir
eserin hatası yüzünden zarar görebilir örneğin. Ya da fırındaki bir teknik hata
sebebiyle bir enerji dalgalanmasından etkilenebilir. Bu sebepten her fırın
kapağı açılırken tatlı bir tedirginlik yaşanır.
7. Son olarak söylemek istedikleriniz
neler?
Birçok
kültüre ev sahipliği yapmış olan ülkemiz seramik sanatında da ilklerden ve
merkezlerden biridir. Bu topraklarda insanlarla birlikte seramik en basit
mutfak gereci olarak da; göz kamaştıran çini kaplamalı camilerle, medreselerle,
mihraplarla, minberlerle var oldu. Elbette değişen çağla, teknolojiyle,
şartlarla bu tür eserlerin/ürünlerin çeşitliliği ve gelişimi durdu. Her ne
kadar ışıltısını kaybetmiş gibi görünse de bu cevher genlerimizde yaşamaktadır.
Seramik “yapısı” gereği dış etkilere/zamana diğer sanat eserlerine nazaran daha
dirençlidir. Bu sebepten sanatımızın en büyük taşıyıcı yapılarından biridir.
Son zamanlarda birçok üniversitemiz de seramik bölümlerinin açılması
sevindiricidir. Seramik bir sanat dalı olmakla birlikte yapısı/tekniği gereği
zanaat kısmının da çok kuvvetli/gerekli olması bu bölümlerde okuyan öğrencilerin
bizim gibi atölyelerin veya özel atölyelerin tecrübelerinden/geleneğinden
istifade etmesinin çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu sebeple
üniversite-atölye işbirliğinin canlı tutulmasını ümit ediyorum.
Muammer
Işık, 1984 yılında Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Seramik Bölümünden 2011 yılında mezun oldu. 2010 – 2013 yılları arasında
kişisel sanat atölyesinde çalışmalarına devam etti. 2013 -2015 yılları arasında
Konya-Sille Mihenk Sanat Atölyesinde çalıştı. 2019 yılında Selçuk Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi, El Sanatları / Seramik Bölümünde yüksek lisansını
tamamladı. 2015 yılından bu yana Selçuklu Belediyesinde çalışmalarına devam
etmektedir.
Katıldığı Aktivite ve Sergiler
2008 / Kütahya Evliya Çelebi Çini Fabrikasında /
Stajyer
2009 / Anadolu Üniversitesi GSF’de Seramik Sanatçısı
Ercan Dural / Stajyer
2010 / 7. Uluslararası Muammer Çakı Sergileme Ödülü
/ Eskişehir
2010 / Konya Büyükşehir Belediyesi Balık Hali Anıt
Heykel Uygulaması / Konya
2011 / Hüyük İlçesi Çavuş Kasabası Sonsuz Şükran
Köyü “ 2. Anadolu’ya Şükran Buluşmaları “/ Karma Sergi
2011 / I. Uluslararası Katılımlı Resim, Heykel,
Seramik Karma Sergisi / Konya
2017 / Şeb-i Arûs Etkinlikleri / Workshop
2018 / Şeb-i Arûs Etkinlikleri / Workshop
2018 / Vakıf Katılım “Kuş Evleri Yarışması” –
Sergileme Ödülü / İstanbul
2018 / KONSİAD Belediyeler Tanıtım Fuarı / Workshop
2019 / “Turkuaz” Karma Seramik Sergisi
2023 / “Özler Öğrencilerin Sanatla Teorisi” Senart
Projesi, Hırvatistan, Polonya, Romanya, Portekiz Ülkelerine / Workshop
Yazı Ve Fotoğraf
Yazı: Julide Yıldız Fotoğraf: Levent Pak