
Bir fotoğraf meraklısının yapması gereken en büyük vazifelerden biride yaşadığı coğrafyayı tanıtmak zorunda olmasıdır. İnsan tanımadığı bir şeyi nasıl tanıtır? Fotoğrafın en güzel katkılarından biridir sizi tanıştırır, buluşturur ve kaynaştırır. Fotoğrafçı olmam, bana kıymetli ülkemin birçok güzelliğini fotoğraf gezilerinde görmüş ve öğrenmiş olmamı sağlamıştır. Yıllardır lale, lavanta gibi görsel estetiği üst seviye keyif veren fotoğrafları hep yabancı fotoğraf sitelerinde izlerdik ve iç geçirerek bakardık. Biz fotoğrafçılar, çevreye sadece görsel havuzuna biraz daha seyri hoş fotoğraf biriktirme derdi ile değil bu bir yaşam biçimi hâlini almış olduğundan bakarız. Bugün bir lavanta için Fransa’ya lale için Hollanda’ya gitmeye gerek yok. Bundan beş yıl öncesine kadar lavantadan habersizdik üstelik ülkemizde ve yüzlerce aile bundan geçiniyorken.
Lavanta deyince ilk akla gelense Isparta’nın Kuyucak adlı köyü. Oysaki biz Isparta’yı gülü ile biliriz ve tanırız. Lavanta ülkemizin birçok yerinde küçük tarlalar hâlinde ekiliyor, üretimi yapılıyor. Isparta bu manada çok farklı. Keçiborlu’nun Kuyucak Köyü'nde 200 civarında çiftçi 1500 dekardan fazla alanda lavanta yetiştiriyor.Türkiye’de lavanta üretiminin yüzde 93’ünü bu köy karşılanıyor. Isparta’nın yeni markası ve yükselen değeri 1 dekar lavanta bahçesinden, 100 kilograma yakın kuru çiçek elde ediliyor. Ürünün 60-70 kilogram çiçeğinden 1 kilogram yağ üretilebiliyor. Mavi veya mor renkli çiçekler açan, 20-60 cm boylarında, hoş kokulu, çok yıllık, otsu veya çalımsı lavanta bitkisi, fotoğrafın da cazibe merkezi hâline geliyor.
Lavanta en çok 1 metre kadar boylanabilir. Gövdesi dört köşe kesitli, yeşil renkli ve hoş koku veriyor. Ancak bitkinin ikinci yılında gövde odunsulaşır. Grimsi yeşil renkli, ince uzun ve hoş kokulu yaprakları vardır. Uzun sapların ucunda seyrek başaklar oluşturarak yaz aylarında açan, çok kokulu, lavanta mavisi renkli çiçekleriyle sizi büyüler. Bitkinin gövde, yaprak, sap ve çiçeklerine özel kokusunu veren bunların üzerinde bulunan küçük yıldızı andıran tüyleridir. Lavantanın sonbaharda olgunlaşan küçük meyvelerinin her birinde, dörder adet fındıkçık şeklindeki tohumu yer alır.
Lavantalar, haziran ayı sonu morarmaya başlıyor ve temmuz ayında çiçekleri patlayınca mosmor oluyor. Temmuz ayının başından itibaren ise hasatı başlıyor ve lavantalar toplanıp yağları çıkartılıyor. Kurusundan elde edilen yağ, parfümeri sektöründe kullanılmasının yanı sıra gıda ve temizlik sektörleri için de önemli bir ham madde oluşturuyor. Lavanta çiçekleri açmadan toplanıyor ve su buharı ile distile edilerek, hemen uçucu yağ elde ediliyor.
Uçucu yağda organik asitler, binen, kâfur, kampken gibi maddeler bulunuyor. Lavanta çiçeği, kuvvet verici, idrar söktürücü ve romatizmaya karşı çay hâlinde kullanılıyor. Çok iyi bir koku verici özelliği bulunuyor. Haricen yatıştırıcı olarak da kullanılan lavanta; Parfümeri sanayiinde kullanılan önemli bir bitki aynı zamanda. Lavanta çiçeğinin bir türü de Karabaş olarak bilinir. Lavantanın birçok alanda kullanıldığını öğreniyoruz. Farklı olarak turizmi de içine alan yanıyla dahası foto grafik olarak düşündüğümüzde bize estetik sunumlar veren bir bitki.
Yaklaşık otuz yıldır Isparta’da yetiştirilen lavantanın; 2014’ten itibaren Konya’mızın birkaç ilçesinde, suya fazla ihtiyaç duymadığından, kıraç arazilerin değerlendirilmesi amacıyla deneme ekimine başlanıldı. 65 dekar alanda lavanta ekimi yapıldı. İlk 3 yıl verim alınamadığı dönem. Bu süreçte köklenmesi ve gelişmesi için iyi bakım yapılması gerekiyor. 3 yıldan sonra her yıl verim almak mümkün.
Pazar sıkıntısı bulunmadığı için lavanta ekonomik olarak da insanlara umut olan ve mutlu eden bir bitki olarak yaşantımızda hoş bir koku bırakacak.
Yazı Ve Fotoğraf
Mustafa Binol