
Ülkeler, ırklar, kavimler, toplumlar İnsanlık tarih serüveni içerisinde büyük bir yolculuk yapmaktadırlar. Bu süreç içerisinde günümüzde gerek yazılı gerekse yaşanagelen kültürel yaşam biçimlerinden, kadim bilgiler ve efsanelerden aldığı dinamik ve referanslarla kendilerini ifade etmektedirler.
Son yıllarda Avrupa’nın ve Macaristan’ın en büyük etnokültür organizasyonlarına ev sahipliği yaptığını görüyoruz Ataları Anma Günü; kadim Türk kültüründe atalara saygı, sevgi, minnet duygusu ve geleneğin devamı ataların yol göstericiliğini esas alan bir gelenektir.
Törelerin, geleneklerin ritüellerin, dahası Türklerin Kültürel Miras öğelerinin canlı dinamik bir şekilde yaşatıldığı, gelecek kuşaklara aktarıldığı Avrupa’nın en büyük “etnokültür” festivali olan Ataları Anma Günü’nü Macar Turan Birliği düzenlemektedir.
Geçtiğimiz Ağustos günlerinde Ataları Anma Günü Bugac’da (Budapeşte’den 150 km güney doğuda) düzenlendi. Macar Turan Birliği, Çift sayılı yıllarda bir Hun-Türk milletlerinin en büyük buluşması olan Kurultayı, tek sayıyla sonlanan yıllarda ise Atalar Günü olarak anılan geleneğin yaşatıldığı kutlamayı organize etmektedir.
Macar Turan Birliği Başkanı Antropolog Biro Andras ile Topkapı Türk Dünyasını ziyaretinde bir sohbetimizde kendisi Ataları Anma Günü’nü şöyle özetlemişti: “Macar Turan Birliği Atalar Günü’nde tarihi şekillendiren Büyük Hun İmparatoru Attila, Vezir Arpad gibi büyük Macar atalarını anıyoruz. Turan Kurultayı ve Ataları Anma Günü’nün tüm akraba ülkelerinin de katılımı ile daha da geliştiğini son yıllarda bütün Türk dünyasından katılımın sağlanması ile birlikte Türk tarihi açısından önemli Atalar; Oğuz Kağan, Kültigin, Manas Ata, Cengiz Han, Alparslan, Fatih de Atalar Günü’nde anılacaklar.”
Asya’dan çıkıp Karadeniz’in kuzeyinden Karpatlara gelen Macarlar yaşadıkları bu yurt için atalarına minnet duygularını ifade etmektedirler.
Macaristan bu anlamda Avrupa’da hâlen doğudan gelen ilk yazı dili olan runik alfabenin ve göçebe kültürün yaşatıldığı tek yer olma özelliğini taşımaktadır. Bütün bu ortak değerlerin bir arada yaşatılması korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması günümüzde tarihteki Türk ülkelerinin devamı niteliğindeki halkların akrabalığının geliştirilmesi bakımından çok önemli bir misyon üstlenmektedir.
Bu yılki festival kutlamalarında en çok ilgiyi geleneksel sporlar, yarışmalar topladı. Misafirleri büyüleyen atlı okçuluk turnuvalarında Macar ekiplerin başarısı herkesi gururlandırdı.
Görkemli meydanlarda ve büyük çadırlarda gerçekleştirilen şaman davulcularının dinsel ritüelleri, adetâ insanları mistik bir atmosfere çiviledi.
Macarların bu büyük geleneksel buluşmasında Macar-Hun kültürel miras öğeleri sergilerinin el sanatları stantlarının yanında izleyicilere nefes kesen, at yarışları ve atlı yarışmalar, okçuluk programları mücadele sporlarını izleme olanakları sunuldu. Karpat Havzasının en önemli Macar halk müziği konserleri verildi. Gerçekleştirilen bu büyük etnokültür festivalinin gelecek kuşaklara aktarılması için çocukların aktivitelere katılacağı alanlar oluşturulup pedagojik programlar (at binme, ok atma) gerçekleştirilmektedir. Yine bu kapsamda kutlamayü, eğitici tarafını esas alan akademik atmosferde oluşturulmuş bilim adamları, etnologlar, antropologlar, dil bilimciler ve tarihçiler de katılım sağlamaktadırlar.
Macarların ata dinleri, Şamanizm’den geliştirilmiş olan Taltos-Tengri inancı geleneklerine göre gerçekleştirilen Atalar Günü törenlerinde Türk-Macar kardeşliği her zaman ayrı bir yere sahip olmaktadır.
Üç gün süren büyük kutlamada kırktan fazla ücretsiz etkinlik gerçekleştirilmiş olup ayrıca kutlama için Hun ve Macarların yurt tutuş zamanını sembolize eden yüzden fazla yurt (göçebe çadırı) ve askeri çadırla devasa bir göçebe kampı da oluşturulmuştur.
Etnografik Müzecilikte yeni yaklaşımlar olarak adlandırdığımız bu tür “Kültür Yaşatıcılığı “ya da “Gelenek Yaşatıcılığı” dediğimiz kutlama ve festivaller, milletlerin etnisite ve tarih ilişkisi bakımından yeniden kimlik oluşturmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Türk Dünyası adına önemli bir kazanım olan Macarların bu “Ataları Anma Günü ”dünyanın en büyük organizasyonları arasında yer almaktadır. Her gecen gün bu tür etnokültür festivalleri Türk Dünyası başta olmak üzere ülkemizde de 2 yıldır Etnokültür Festivali adı altında başarıyla gerçekleştirilmektedir. Geleneğin yaşatılması, milletlerin tarihteki kendi dinamik ve referanslarına yönelmesi ve etnografik genetik yapının modern zamanlarda yeniden kimlik oluşumuna önemli bir katkı sağlayacağı kanaatindeyim…
Atalar Gününe Dair Bilinmesi Gerekenler
Atalar Günü festival değil bir kutlamadır. Macarların en büyük gelenek yaşatıcı bu buluşmasına birçok grup atlarıyla ve çadırlarıyla uzak yerlerden gelmektedirler. Macaristan’dan ayrılmış bölgelerde yaşayan insanlar ana ülkeleriyle bu kutlamaya katılmaktadırlar
Çadır kurma, kamp alanı: Gelenek yaşatıcı gruplar kendi yurtlarıyla ya da askerî çadırlarıyla gelmektedirler, onlar kampta çadırlarını ücretsiz kurabilirler. Yurtdışından yurt ve askeri çadırlarla katılacak misafirler en geç 1 Ağustos’a kadar yazılı müracaatta bulunması, bize bildirmesi ve çadırının fotoğrafını göndermesi gerekmektedir (bunu çadırın kampa uygun olup olmadığını anlamak için yapıyorlar ). Ayrıca çadırlarınızı çalışma ekibinin göstereceği yerlere kurmanız gerekmekte. Gelenek yaşatıcı kampta sadece eski gelenek kıyafetleri (eski Hun, eski Macar, eski Türk kıyafetleri ya da Macar doğu kıyafetleri) giyilecektir.
Önemli: Kamping alanına girerken verilen tanıtıcı çıkartmayı görünür bir şekilde çadıra yapıştırınız! Çıkartma olmayan çadırlar tertip komitesi tarafından kaldırılacaktır. Bu alanın dışındaki yerlerde çadır kurmak yasaktır. Gösterilen yerler dışında kurulan çadırları tertip komitesi kaldırılır. Kutlamanın tüm bölgelerinde ateş yakmak yasaktır, sigara içmek ise sadece belirlenen yerlerde mümkündür! Çadırların içinde de ateş yakmak ve sigara içmek yasaktır!
Hal hareket, giyim kuşam: Bu organizasyon gelenek yaşatıcı bir kutlama olduğundan buna yakışır bir şekilde davranmak gerekmektedir. Bu nedenle alkol kullanımından, etrafı kirletmekten ve özellikle gece gereksiz gürültüden kaçınalım. Mümkünse geleneksel kıyafetlerle gelinsin. Göze batan geleneğin dışında provokatif kıyafetleri giymemeye özen göstermek gerekiyor. Çok sıcak olsa bile mayo, bikini tarzı plaj kıyafetleri giymekten ya da üstsüz dolaşmaktan kaçının. Atalar Çadırına yarı çıplak ya da provokatif giyimle girmek yasaktır. Alanda çok fazla at bulunmaktadır, bu nedenle onları korkutma, sinirlendirme, yemek verme gibi eylemleri yapmak yasaktır! Buna özellikle dikkat etmelisiniz.
Kaynakça: Antropolog Biro Andras Turan Vakfı Başkanı - http://kurultaj.hu
Yazı Ve Fotoğraf
Bülent İNANÇ - Salih DOĞAN