Kütahyalı İş Adamı, Koleksiyoner Doğan Güral İle 63 Yıllık Koleksiyon Serüvenini Konuştuk

Kütahyalı İş Adamı Doğan Güral evinin kapılarını bizlere açtı ve 63 yıllık koleksiyon serüvenini Köşe Bucak Dünya dergisi okurları ile paylaştı.


Doğan Bey Türk Nümismatik Derneği’nin en kıdemli üyelerinden birisiniz. 2002 yılında kurulan Collection Club’ın kurucu üyesisiniz. Ve uzun yıllardan beri Collection Club’ın Başkan Yardımcılığını yürütmektesiniz. Koleksiyon serüveniniz nasıl başladı?

Koleksiyon sevdam 7 yaşında başladı. İnsanlar genellikle pul koleksiyonu ile koleksiyon yapmaya başlarlar. Ben para koleksiyonu ile başladım. Ailemde, yakın çevremde koleksiyon yapan ya da merakı olan yoktu. Tamamen kendi merakımdandır. İlk paramı amcam vermişti; kâğıt 2,5 liraydı. Çil para olduğu için harcamaya kıyamadım, saklamayı tercih ettim. İtinayla defterimin arasına koydum. Madeni para koleksiyonuma ise dayımın karne başarı hediyesi olarak verdiği, 1957 yılına ait nikel 1 TL’si ile başladım. Onları sakladım, benimle bugünlere kadar geldiler.


Çok kapsamlı bir para koleksiyonunuz var.  Pek çok sergide farklı koleksiyonlarınızdan parçalara rastlamak mümkün. Ancak ülkemizde piyango koleksiyoneri denilince ilk akla gelen isimsiniz. Neler söylemek istersiniz?

Ben “efemera koleksiyoneri”yim. En geniş kapsamlı olanı piyango koleksiyonumdur. Para koleksiyonum da oldukça büyük. Abdülmecit’ten bugüne kadar kanunun müsaade ettiği, kayıtlı olması gerekmeyen tüm paralar mevcut. Ancak para koleksiyonu yapan çok kişi var. Piyango koleksiyonu yapan ise az. Ben başladığımda kimse yapmıyordu. İnsanlar “Piyangonun koleksiyonu mu olur?”  diyorlardı. Günümüzde müzayedelerde piyango biletleri fahiş fiyatlara satılıyor. Para satışlarını bile geçti. Piyango koleksiyonerleri her geçen gün artıyor.


Piyango koleksiyonunuza ne zaman ve nasıl başladınız? Kültürel bir hazine niteliğine sahip koleksiyonunuzdaki sayı kaça ulaştı?

Piyango koleksiyonuma 1973 yılında, 25 yaşındayken başladım. Bir gün evde oturmuş albümleri düzenliyordum. Askerlik fotoğraflarını albümlere yerleştirirken fotoğrafların arasından bir piyango bileti çıktı. Baktım, arkasında belli belirsiz “benim” yazıyor. Hemen hatırladım: 1969’u 70’e bağlayan yılbaşı için alınmıştı. O dönem askerdim. O yıllarda askere gidenlere ailenin, akrabaların para vermesi adettendi. Bizimkilerde bana çokça para vermişti. Paraya ihtiyacım olmasa da veriyorlardı. Benim de altta kalmamam lazımdı. Bu borcu askerlik bitmeden nasıl öderim, diye düşünüyordum. Hava Kuvvetleri Komutanı’nın makam şoförüydüm. 

Bir gün Ankara Anafartalar Caddesi’ndeyim, baktım bir kuyruk var. İnsanlar millî piyango bileti almak için sıraya girmiş. Düşündüm: Kütahya’da piyango gişesi yok. Alacak yer de yok. O zaman İstanbul’a gidenlere Nimet Abla gişesinden bilet siparişi verilirdi. Yılbaşı yaklaşmıştı. Aileme ve akrabalarıma göndermek üzere yılbaşı kartları hazırlamıştım. Malum, o yıllar insanlar özel günlerde kart gönderirdi sevdiklerine. İçlerine birer bilet koymanın iyi olacağını düşündüm. Güzel bir hediye olacaktı. Ben de böylece bir nebze de borcumu ödemiş olacaktım. 20 tane bilet aldım, 19’unu dağıttım. Kendime de bir tane ayırdım. 1973’te onu bulunca devamını getirmek aklıma geldi. Üzerindeki resim çok hoşuma gitmişti. “Toplasam bunları ne güzel olur!” diye düşündüm. Para koleksiyonumu belli bir yere getirmiştim. Yeni bir başlangıç iyi olacaktı. Piyangonun tıpkı para gibi görselliği hoşuma gitmişti. Piyangonun üzerinde de para da olduğu gibi temalar vardır. 

İlgim bununla kalmadı. Bir gün Türk Nümismatik Derneğinde otururken bir adam geldi. Elindeki eski paraları gösterdi. Satmak istiyordu. Orada bulunan üstatlar “Para olanları müzayedede yüksek satarsın, ancak şunlar para değil, piyango bileti. Bunun koleksiyonu olmaz,” diyerek bir tomarı ayırdılar. Eski Türkçe 30 tane piyango biletiydi. Adamın çöpe atmayı düşündüğü o piyangoları bana vermesini söyledim. Aldım ve bir kenara koydum. 

Gene bir gün para koleksiyonum için müzayededeyim. 7 tane Ziraat Bankası Lotaryasını zorla verdi bir dostum. “Sen bunları al. Piyango bileti topluyorsun, işine yarar.” dedi. Anlamadığımı söylememe rağmen zorla verdi. Böylece 40 yılı aşkın süredir devam eden serüven başlamış oldu. Ve bugün sayısı yaklaşık 40.000’i bulan bir koleksiyonum var.


Bir koleksiyonerin koleksiyonunu insanlarla paylaşması önem arz ediyor. Sergilerle, kitaplarla insanların ilgisine sunulması gerekir, diye düşünüyorum. Yoksa onca emek bir yerde hapsoluyor ve kimse tarafından bilinmiyor. 

Evet, gerçekten de öyle. Ben de koleksiyonumu kitaplarla geleceğe taşımayı planladım. Bu maksatla hazırladığım  “Tayyare Piyangoları ve Ziraat Bankası Lotaryaları Kataloğu ( 1898-1940)” 2014 yılında yayımlandı. Bu kapsamda başka bir eşi yok. Sonraki piyangoların da tamamı ben de mevcut; hatta bazılarından fazla var. Şu an üç kitap hazırlığı içindeyim. Şişli Atatürk Müzesinde “Piyangolarla Atatürk” temalı kişisel sergi açtım. Sergi işi kolay değil. İşim de çok yoğun.  Bu nedenle daha çok karma sergilere iştirak ediyorum. Koleksiyonerlere danışmanlık yaptığım da oluyor.


Başka neler biriktiriyorsunuz? Koleksiyon yapmak isteyenlere ışık tutması için koleksiyon çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Kırk çeşit koleksiyonum var. Maç biletleri, banka çekleri, sinema biletleri, Kütahya-belge-kitap-kartpostal ve fotoğrafları, jetonlar, şehirlerarası otobüs firmalarının otobüs biletleri, telefon kartları, banka kartları, otel kartları…  Daha neler neler. Hepsi de birer koleksiyon niteliğinde. Koleksiyoner için arşivleme çok önemlidir. Ne var ne yok bilmeniz gerekir. Şimdi bilgisayar var, işimiz kolay. Yokken her şey hafızamdaydı. Bütün koleksiyonum bilgisayardadır. Mesela tüm biletler harf sırasına göre ön ve arka yüzleriyle kayıtlıdır. Koleksiyonumu albüm ve klasörlerde muhafaza ediyorum. İçlerinde 45 senelik albümler var. Ayrıca internetten müzayedeleri takip ediyorum. 


63 yıldır emek verdiğiniz koleksiyonlarınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürlerimi sunuyorum. Son olarak koleksiyon yapmak size neler kazandırdı? Koleksiyon yapmaya yeni başlayanlar için neler söylemek istersiniz?

Koleksiyon bana dost kazandırdı. Genel kültürümü artırdı. Koleksiyon yapmak beni sosyal insan yaptı. Bugüne kadar yüzün üzerinde görsel ve basılı medyada pek çok kişiye seslendim. Ailelere dedim ki: “Ne olur evlatlarınıza bir nebze koleksiyon yapmayı aşılayın, sevdirin. Ben koleksiyon yaptığımdan beri yanlış yola girmedim, vaktim olmadı. Kumarbaz olmadım, sarhoş olmadım, sokak adamı olmadım…” İsterim ki, insanlar her ne olursa olsun mutlaka bir koleksiyon yapsınlar. İlla para ya da pul koleksiyonu yapılır diye bir şey yok. Aklınıza gelebilecek her şeyin koleksiyonu yapılabilir. Acele etmemeliler. 63 yıllık koleksiyonerim. Koleksiyonlarım bu süreçte bir yerlere gelebildi. Kısa sürede bir şeylere sahip olabilirim, diye düşünülmemeli. Koleksiyon yapmak emek ister, sabır ister. Bu serüvene atılanlar önce bunu öğrenmeliler. 

Yazı Ve Fotoğraf
Benian Çulhaoğlu