“Küçük Prens kitabını okudunuz mu?” diye sormak
zor geliyor bana. Bugünlerde kitabevlerinde en çok gördüğünüz kitaplardan biri
haline geldi. 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle yazarın ölümü üzerinden 70 yıl
geçtiği için telif hakkı kalkan ve yaklaşık 30 farklı yayınevinin baskılarıyla
ile raflarda yerini aldı.
Küçük
Prens, 20. yüzyıl Fransız edebiyatının en etkili eserlerinden biri seçilmiş,
tüm dünyada adını hiç bilmediğimiz dillere dahi çevrildi. 2015 yılı başı
itibariyle tüm dünyada 260 farklı dil ve lehçede basıldı. Bu diller içinde hiç
duymadığımız, varlığını dahi bilmediğimiz, yok olmak üzere olan, dünyadan yok
olmuş ve yeni tasarlanmış dillerde kitaplar var.
Dünyada küçük, büyük birçok kişiyi derinden
etkileyen kitap, 20. yüzyılda Fransa’da insanları etkileyen en önemli
eserlerinden biridir. Sinema filmi, çizgi film, tiyatro, radyo tiyatrosu,
opera, bale eserlerine uyarlanmış, sesli kitap ve çizgi romanları hazırlanmış
ve birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur.
Kitabın baskıları da çeşit çeşit: Farklı
büyüklüklerde, Braille alfabesi, 3 boyutlu, mini boyları, özel tasarımları ve
orijinal çizimler dışında çizimler içeren baskılar...
Kitapların yanısıra Küçük Prens ve kitabın
diğer kahramanları ile ilgili çok farklı hediyelik eşyalar tasarlandı.
Fransızlar Küçük Prens ve Exupéry'nin resmini 50 franklık banknotların
üzerine bastı.Japonya ve Brezilya’da birer müzesi kuruldu. Güney Kore’de
ise Küçük Prens için bir Fransız Mahallesi kurulmuştur.
Bana göre Küçük Prens
kitabı; çocukların gözünden büyükleri anlatan bir masal. Bir kere değil,
defalarca okunması gereken bir kitap. Tekrar tekrar okuyan herkes farklı
cümlelerin altını çizdiğini ve bazı cümleleri çok sevdiğini söylüyor. Kitabın
özünü de anlatan her gezegeni ziyaretinden sonra Küçük Prens’in söylediği
“büyükler tuhaf oluyor!” cümlesini severim. Üzerinde düşününce bize ne kadar çok
şey anlattığını anlarız.
“Türkçemizde Küçük Prens”
Kitap ilk olarak 1943 yılı
Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde önce İngilizce, hemen bir hafta
sonrada Fransızca olarak basıldı. On yıl sonra 1953 yılında Türkçemize
kazandırıldı. Türkçemizde ilk olarak Çocuk Esirgeme Kurumu’nun dergisi Çocuk ve
Yuva’da Ahmet Muhip Dıranas çevirisi ile tefrika edildi. Derginin ilk sayısında
başlayan ve 1954 yılındaki 3. sayısında tamamlanan bu tefrikada kitabın tamamı
çizimleriyle birlikte yer aldı. 1953 yılında Hüsnütabiat Matbaası (Çeviren:
Salih S. Uygur) ve Doğan Kardeş Yayınları (Çeviren: Ayşe Nur müstearıyla Azra
Erhat) kitabın ayrı ayrı baskılarını yaptı.Orijinal çizimlerle birlikte Fransa
baskısının tıpatıp basımı ilk kez 1976 yılında yapılan Sander Yayınları
baskısıdır.
Yıllar içinde birçok
farklı çevirmenin (Cemal Süreya, Tomris Uyar, Selim İleri, Azra Erhat, Sumru
Ağıryürüyen…)kaleminden farklı yayınevleri tarafından basıldı. 2015 yılı
başında ise Türkçe baskılarda patlama oldu. Bizim araştırmalarımıza göre bugüne
kadar Türkçemizde yaklaşık 240 baskı yapılmış. Bunlardan 130 tanesi farklı
yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
“Büyükler tuhaf oluyor!”
1990’lı yılların ikinci yarısında Orta Doğu
Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yıllarımda tanıştığım ve onlarca arkadaşıma hediye
ettiğim Küçük Prens kitabının 2008 yılının Aralık ayında beri koleksiyonunu
yapıyorum.
80’den
fazla kişinin [ben onlara “Küçük Prens” ve “Küçük Prenses” diyorum] katkısıyla
koleksiyonum her geçen gün büyüdü. Yıllar
içinde kendi koleksiyonumun iki amacı oldu:
1.
Dünyada
yayınlanmış tüm dil ve lehçelerden birer kopya. 2015 yılı başı itibariyle koleksiyonumda
216 dil ve lehçeden kitap örneği var.
2.
Türkçe olarak
yayınlanmış tüm çevirilerin farklı çevirmen ve yayınevleri tarafından
hazırlanan baskılarından bir kopya (hesaplarımıza göre şu ana kadar yaklaşık
130 farklı çeviri/basım var). Benim koleksiyonumda şu an 100 farklı baskı var.
Koleksiyonumda bunların yanısıra ilginç baskı örnekler (ayna
görüntüsü kitap, cep telefonlarındaki T9 dilinde sadece sayılarla yazılmış bir
kitap); 3 boyutlu kitaplar; mini kitaplar da var. Toplamda ise 500’e yakın Küçük
Prens kitabım var. Koleksiyonumla ilgili tüm detayları bloğumda bulabilirsiniz.
Ziyaret edip hangi 260 dil ve lehçede basıldığını görün derim.
Benim için en değerli kitaplardan biri uzun süre aradığım,
kapağında siyahi bir Küçük Prens olan Mali’de konuşulan Bambara dili
versiyonudur. Bazı dillerle orijinal çizimler dışında birçok kapak ve yeniden
iç çizimler yapılmış. Bunların en iyi örnekleri Korece, Rusça, İspanyolca, Hint
dilleri, Çince, Balkan ülkeleri dilleri ve Türkçemizde var.
Koleksiyonumdaki kitap
sayısı arttıkça dünyanın farklı alfabelerini daha yakından tanıma şansım oldu.
İnsanın kültürel çeşitliliğine ve deneyimine bir kere daha hayret ettim
diyebilirim. Aynı cümleleri hiç bilmediğiniz dil veya lehçelerde farklı
alfabelerde görmek büyük bir zenginlik doğrusu. .
Son yıllarda kitabın
kendisinden ziyade bu diller daha ilgimi çeker oldu. Sri Lanka’nın Singalaca
dili alfabesi, Tibetçe ve Gürcü alfabesiyle birlikte birçok alfabeyi tanıdım;
harflerin güzelliklerine hayran kaldım. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve
Kültür Kurumu’nun (UNESCO) dünyada tehlike altındaki diller listelerini ve
haritalarını aldım. Bu dillerle ilgili detaylı incelemeler yapmaya başladım.
Bu
koleksiyonun en güzel yanı yeni dostluklar oldu. Hem ülkemizden hem de dünyanın
dört bir yanında güzel insanlarla tanışma ve Küçük Prens hakkında konuşma,
kitap paylaşma ve ortak hayaller kurma fırsatı buldum.
Hayalimiz:
Küçük Prens Müzesi
2013 yılında Ankara’da
TAYFA Kitapkafe’de, 2014 yılında ise İstanbul Zorlu Center AVM’de koleksiyonumu
sergileme fırsatı buldum. Yoğun katılım olan sergiler yeni Küçük Prens
koleksiyonerleri ile tanışmamıza vesile oldu. Sergilerimize İstanbul, Ankara,
Adana, Mersin ve Eskişehir’den gelen Küçük Prens dostları ve koleksiyonerleri
oldu. Bu sergilerden sonra koleksiyona başlayan kişiler de var.
Bu sergiler ile Küçük
Prens kitabının dünyada ve ülkemizde ne kadar çok sevildiğini, ne kadar çok
kişiye ulaştığını gösterdik; dünyadaki dillerin çeşitliliğine, insanların
kültür çeşitliliğine dikkat çektik ve farklı alfabelerde de olsa aynı kitabı
okuduğumuzu anlattık.
Sergilerimizde ve sanal alemde tanıştığımız yaklaşık 40 kişinin
Küçük Prens kitabı koleksiyonu yaptığını biliyoruz. Şimdilik internet üzerinden
haberleşiyoruz, sanal bir müze hazırlığımız var. Sonrasında ise fiziki bir
mekanı olan “Küçük Prens Müzesi” kurmak istiyoruz. Ne de olsa “Büyükler çok tuhaf oluyor” diyen
Küçük Prens felsefesini anlatmak istiyoruz tuhaf büyükler olarak.
Çoğu kişinin başucu kitabı
olan Küçük Prens’i hala okumadıysanız lütfen okuyun! Okuduysanız da tekrar
tekrar okuyun!
Yıldıray
Lise
Ocak 2015, Ankara
Yıldıray Lise Küçük
Prens koleksiyonu: www.yildiraylise.com
Twitter: yildiraylise
Instagram:
yildiraylise
Önemli
Küçük Prens koleksiyonerleri:
Mehmet Sobacı Koleksiyonu: www.mehmetsobaci.com
Jean-Marc Probst Koleksiyonu: www.petit-prince-collection.com
ANTOINE DE SAINT EXUPÉRY
“Yaşam, bize bütün
kitapların öğrettiğinden daha çoğunu öğretir. Çünkü yaşam, bize karşı direnir.
İnsan, ancak engellerle karşılaşıp onları aşmaya çalıştıkça kendini
tanıyabilir.”
Antoine Marie Jean-Baptiste Roger, comte de
Saint Exupéry, 1900 yılında Fransa’nın Lyon kentinde doğdu. Uçaklarla 12
yaşında tanıştı. 19 yaşında Ecole des Beaux-Arts'ta mimarlık fakültesine girdi.
21 yaşında orduya çağrıldı ve eğitimini yarıda bırakıp askere gitti. Askerlik
görevini Fransız Hava Kuvvetleri’nde teknisyen olarak yaptı. Strasbourg şehrinde
pilotluk eğitimi aldı. Askerliğin ardından ailesinin isteği üzerine Paris'te
bir ofiste kamyon satıcısı olarak çalışmaya başladı. Ticaret yaşantısında
başarısızdı ve yazı yazmaya da başladı.
1926 yılı hayatında bir dönüm noktası oldu. Bu yıl tekrar
uçmaya başladı. Toulouse ve Dakar arasında
posta servisi yapan uçağın pilotu olarak göreve başladı. İlk kitabı Güney Postası'nı bitirdi. Bu kitap onun ilk uçuş deneyimlerini
anlatıyordu. Aynı şirketin Arjantin bölge sorumluluğuna getirildi. Gece Uçuşu adlı romanı Arjantin'deki
yaşantısını anlatır.
35 yaşındayken uçağı arıza yaptı ve Tunus'ta çöle
zorunlu iniş yaptı, kayboldu. Dört günlük zorlu çöl macerası ardından bir Bedevi tarafından
bulundu. İspanya İç Savaşı boyunca Fransız gazetesi adına
muhabir olarak görev yaptı. II. Dünya Savaşı’nda Fransa'nın yenilmesi üzerine
Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Burada yazdığı İnsanların Dünyası ile Savaş Pilotu adlı iki kitabı New York'ta çok tutuldu. En önemli eseri Küçük Prens'i New York’da Léon Werth’in apartman
dairesinde yazdı. Küçük Prens 1943 yılında İngilizce ve Fransızca olarak ilk
kez ABD’de basıldı. Sonra ABD ordusuna katılarak yüzbaşı rütbesiyle Kuzey Afrika'ya gitti. 31 Temmuz
1944 tarihinde uçağı vuruldu ve Marsilya açıklarında denize düştü. Uçağının enkazı 1998 yılında
balıkçılar tarafından bulundu ve 2004 yılında gün yüzüne çıkarıldı.
Eserleri:
·
Courrier
sud (1929) (Güney
Postası)
·
Vol
de nuit (1931) (Gece
Uçuşu)
·
Terre
des hommes (1939)
(İnsanların Dünyası)
·
Pilote
de guerre (1942) (Savaş
Pilotu)
·
Le
Petit Prince (1943)
(Küçük Prens)
·
Lettre à un otage (1944) (Bir Rehineye Mektup)
·
Citadelle (1948) (Kale)
·
Lettres à une jeune fille (1950)
·
Lettres de jeunesse, 1923–1931 (1953)
·
Carnets (1953)
·
Lettres à sa mère (1955)
·
Un
sens à la vie (1956)
·
Lettres
de Saint-Exupéry (1960)
·
Lettres
aux americains (1960)
·
Écrits de guerre, 1939–1944 (1982) (Savaş Zamanı Yazıları,
1939–1944)
·
Manon,
danseuse (2007)
·
Lettres à l'inconnue (2008)
Yazı Ve Fotoğraf
Yıldıray Lise