
Bir diğer adıyla “Fukara Çanağı” anlamına gelen keşkül, Hindistan cevizinin üst kısmı kesilip, içi oyularak ve iki ucuna halka geçirilip zincir takılmasıyla yapılır. Şekline sadık kalınarak abanoz ağacı, gümüş, bakır gibi malzemelerden yapılmış olanları da vardır.
Dervişlerin dilenmesi ihtiyaçtan değil, tarikat felsefesinin gereği olarak görülür. Mevlevilikte ise dilenmek (El Açmak ) yasak olduğu için, Mevlevi dervişleri yolculukları esnasında kendilerine sunulan niyaz- hediyeleri Hak’tan bilerek kabul eder, zincirlerden kollarına astıkları Keşküllere koyar ve gittikleri yerlerde yardım olarak dağıtırlar.(Kaynak. Mevlana Müzesi)
Keşkül-ü Fukara (kap), dervişlerin kendilerine verilen kuru yiyeceği koydukları kabın adıdır.
Kelimenin kökeni
Farsçada “çanak” anlamında kullanılan "keşkül", taşımak ve götürmek anlamındaki “keshidan” ile omuz anlamındaki “kul” kelimelerinden oluşur. Fukara ise, Arapça yoksul (fakir) kelimesinin çoğuludur. Fakir olma durumu, sufizm bakışı ile maddi olarak zengin olmayan, malı-mülkü olmayan anlamında değil, kişinin fani olduğu, dünya malına sahip olmakla ilgilenmediği, her şeyin sahibinin Tanrı olduğu düşüncesine dayanır.
Tasavvuftaki yeri
Tarikat ehillerince maddi ve sanat değeri çok yüksek olan bu kaplarla dilenmek, ihtiyaca yönelik değil, tarikat felsefesi ile ilgili bir davranış olup, Mevlevi tarikatında, el açmak (dilenmek) yasaklandığından, Mevlevi Dervişleri sunulan niyazı, Hak'tan bilerek, mübarek görerek kabul ederlerdi.
Gurur ve kibirlerini yenmek için dilenmeye mecbur edilen dervişler, yolculuk sırasında aldıkları bu niyazları gittikleri yere yardım olarak götürürlerdi.
Keşkül, Anadolu'da çoğunlukla abdal, kalenderi veya Bektaşi dervişleri tarafından kullanılmıştır. Mevlevilikte dilenmek ve sadaka istemek genelde hoş görülmese de özellikle gezgin Mevlevi dervişlerinin keşkül kullandığı bilinir.
Dilencilerin keşkül taşıma adetlerinin günümüze yansıması önlerin koydukları taslardan anlaşılmaktadır.
Tatlı olarak keşkül-ü fukara
Osmanlı tatlısı keşkülün eski adı Keşkül-ü Fukara olup, rivayete göre Osmanlı döneminde dervişler ve bazen de tedbil-i kıyafet gezen kadılar halkın içine karışıp dilencilik yaparak topladıkları paraları dergahlara ve imaretlere bağışlarlarmış. Bu paralar ile de keşkül tatlısı yapılıp fakir halka dağıtılırmış.(Kaynak wikipedia)
Yazı Ve Fotoğraf
A.S.P