
Takının tarihçesi,
insanlık tarihi kadar eskidir. Zira insanın güzel görünme, süslenme yani
kendini başka insanlara beğendirme amacıyla arzusu ya da Paleolitik Çağ’da
olduğu gibi av bereketi ve korunma arzusu sonucunda bir tutkuya dönüşmüştür.
Zamanla yeni buluntu ve teknolojik gelişimlere bağlı olarak takılarda
kullanılan maddeler gibi takı şekilleri de değişmiştir.
Bu değişim
içerisinde tunç çağından itibaren altının da, kendine asırlardır silinemeyen
farklı bir yer tutmuş olduğunu tarihî birikimlerinize yaslanarak bilseniz bileestetik
ve zarafetin tamamlanmasına katkı sağlayan takı kültürünün kaynak noktalarından
birisinin de Trabzon olduğunu öğrenince merak güdüleriniz harekete geçer. Hele
takı söz konusu ise sizlerde farklı bir çağrışım yaratır. Araştırmaya koyulur,
gümüş ve telkâri işçiliği kadar, hafızalarda iz bırakmış olan takı kültürü
içerisinde “Trabzon Hasır Bileziği”nin
dünyaca şöhret bulmuş olduğunu öğrenince içinizde dizginlenmesi zor bir heyecan
belirir.Trabzon hasır bileziğinin görsel büyüsünü, bu mesleğin tarihsel gelişim
öyküsüyle tamamlamak istersiniz. "Trabzon
işi" olarak da ifade edilen hasır bilezik örgü tekniğinin,bölgeye 1900’lü
yılların başlarında Kafkaslardan getirilerek yaygınlaştırılmış olduğunu ve bir
asırdan daha fazla bir süredir bu sanat dalının inceliklerinin nesilden nesile
aktarılarak sürdürülmekte olduğunu öğrenmiş olmanız merakınızı gidermeye yetmez.
Zira öğrendiğiniz her yeni şey, sizi biraz daha merak girdabında derin bir
soluklanmaya mecbur kılar.
Elinize aldığınız özel örgü hasır bilezik,
küpe, gerdanlık ve kolluklardaki muhteşem ince işçilik, dikkatlerinizden
kaçmaz. Nasıl böylesi bir sanat harikasının ortaya çıkarıldığına dair beliren
merakınızı, kuyumcu ustasının verdiği bilgilerle sakinleştirirsiniz. Hasır
bilezik işlemesinin oldukça titiz bir işçilik, dikkat ve ağır bir sabır
gerektirmekte olduğunu;22K (916) , 21K (875), 18K (750) 14K (585) veya 3K (333)
ayarında0.3 mm ve 0.35 mm kalınlığındaki altın ya da gümüş tellerin ilmek ilmek
örülmesiyle gerçekleştirildiğini anlatır usta. Diğer takıların gram olarak
sorgulandığı kuyumculukta Trabzon hasır bileziğinin yöreye özgü şekilde gram
olarak değil, “sıra” ya da “kol” tabiriyle adlandırıldığını öğrenirsiniz. Merakınız,
ustanın dikkatinden kaçmaz ve istenilen uzunluklarda kesilerek çeşitli
figürlerin yapılabildiği bu sanatta "düzgünlük",işçilik çok
önemlidir; bunun için elde edilen altın teller,örücü kadınlarca,ucu üçgen
biçiminde sivriltilmiş bir tür özel cımbızla mahir bir şekilde dokunmaya başlanır,
şeklinde tamamlar öyküsünü bir solukta. 18-20 cm uzunluğundaki bir bileziğin örülme
süresinin yaklaşık on beş gün olduğunu söylersek hasır bilezik işçiliğinin ne
denli zor bir meslek olduğu daha iyi anlaşılmış olur.
Bu merak sizi dizginlenemez, bir içgüdüsel
refleksle en yakındaki bir kuyumcuya yönlendirir. Edinmek istersiniz bu nadide
sanat ürününden bir adet. Ancak 2.500 ile 5000 lira arasında bir fiyat ile
karşılaşmanız bile hasır bileziğin cazibesi karşısında anlamını yitirir.
Olanaklarınızı zorlayarak bir adet edinmiş olmanız küçük bir servetin edinilmiş
olduğu anlamına gelir. Kolunuza taktığınız hasır bilezik ile toplantı veya özel
toplantılarda odak noktasına dönüşürsünüz. Türkiye de ağır el sanatı takı olarak birincisırada
tercih edilir.Zira Trabzon hasır
bilezik ve gerdanlığı,çağdaş, modern birer aksesuardır. Bu denli titiz bir
emeğin sonucu olan Trabzon hasır dokuma el ürünlerinin büyülü atmosferinde,
eğer maddi olanaklarınız elveriyorsa mutlaka bir altın örgü ürününü satın
alarak ölünceye kadar gururla bir evladiyelik olarak taşırsınız.
Yazı Ve Fotoğraf
Dr. Enver Uzun