Dünyanın En Büyük Gelenek Yaşatıcılığı - Büyük Turan Kurultayı

Türk kültürünün yaşatıldığı 27 Türk soyundan temsilcilerin katıldığı Büyük Turan Kurultayı Macaristan Bugaç’da geçtiğimiz ağustos ayında gerçekleştirildi.

Temeli 2006 yılında Macar antropolog ve beşeri biyolog olan kıymetli dostum; Macar Turan Vakfı Başkanı András Zsolt Bíró’nun attığı; Kazakistan ve Özbekistan’daki Madyar ve Macar kavimleri ve Karpatlar’da yaşayan Macarlar arasında genetik olarak bir akrabalık bağının var olduğunu genetik örnekleriyle kanıtladığı; American Journal of Pysical Anthropology adlı dergide yayınlanmasına dayanan ve ilki 2008’de başlayan yıllardır yakinen takip ettiğim bu büyük kurultaya bu yıl delege olarak davet edildim.

8-12 Ağustos 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen kurultay, Budapeşte’de Hotel Hungaria City Center’da Hun Türk Turan Kurultay Delege Toplantısı ile başladı. Kardeş Türk cumhuriyetlerinden gelen delegeler, Macar Turan Vakfı Başkanı ve Kurultay koordinatörü András Bíró’nun delegelere verdiği akşam yemeği tanışma merasimi kardeş ülkelerden katılan müzisyen ve sanat gruplarının sergilediği sıra dışı gösterilerle son buldu. 

Programın Budapeşte ayağının ikinci gününde Türk Dünyası Delegasyonu’nun Macaristan Parlamento ziyareti ve yapılan özel oturum gerçekleştirildi. Sonrasında verilen resepsiyonun ardından öğleden sonra otobüslerle kurultay etkinlikleri için Budapeşte’ye 160 km uzaklıkta güneydeki Kecskemét şehrine geçiyor ve ardından hotelimize yerleştikten sonra Bugac belediye başkanının delegasyona verdiği Macar milli yemeklerinden oluşan akşam yemeğine katılıyoruz. Macar bozkırlarının en güzel bölgelerinden biri olan Kiskunsag Milli Parkı sınırında yer alan, geleneksel Macar çoban kültürünün ve atlı sporlarının da yapıldığı yaşatıldığı büyük kurultay alanına geçerek kurultayı başlatan gece karanlığını yırtan büyük kamp ateşinin yakılması töreni oldukça etkileyici bir görsel atmosfer oluşturdu.

Macar Turan Vakfı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)  ortaklaşa düzenlediği; Türk kökenli boyları bir araya getiren Hun-Türk Kurultayı dünyada kültür ve gelenek yaşatıcılığı, kültürel miras sergileri ve savaş gösterileri bir anlamda turistik bir destinasyon olarak da büyük bir ilgiyle takip edildiğini gözlemledik.

2014 yılında dünyanın en büyük gelenek yaşatıcılığı festivaline 200 bin kişinin katılımı sağlanmıştı. Lakin bu yıl katılım 250 bin kişiye kadar ulaşmıştır. Macar turizm verileri içerisinde önemli bir yeri olan bu festival giderek gelenek yaşatıcılığı, kültürel miras sergilemeleri, ata sporları, savaş sanatları gösterileri, el sanatları pazarının kurulması ile her geçen gün ziyaretçi grafiğini yükseltmektedir. 

Ertesi gün, tüm delegasyon olarak sabah kahvaltısından sonra heyecan dorukta yaklaşık 40 dakikalık bir yolculuğun ardından kurultay alanına ulaşıyoruz. Adeta anlatılmaz yaşanır denilen türden bir festival alanı delegasyonu karşılıyor. Kurultay alanına girişte Hun-Türk savaşçılar, tarihsel kostümler ve dönemin savaş aletleri ile ziyaretçiler adeta tarihin başka bir dönemine ışınlanmış gibi şaşkınlık ve heyecan içinde fotoğraf çekiyor; bu şöleni ölümsüzleştiriyor. 

Güneyin bozkırının bu güzel alanında oluşturulmuş tarihten bir dönem canlandırılmış; sol tarafta yüzlerce yurt kurulmuş. Her yurt her çadır başka boya ait: Macarlar, Kırgızlar, Türkler, Kazaklar, Nogaylar, Tuvalar, Başkurtlar, Altay Türkleri ve daha niceleri… Özellikle göze çarpan Şaman çadırları ve büyük davulların yanı sıra çok sayıda kültürel miras objeleri sergi alanlarında insanı adeta büyülüyor…

Kurultay alanı girişi sol tarafında bilimsel toplantıların ve akademik sunumların yapıldığı; araştırmacı, arkeolog ve tarihçiler başta olmak üzere alanında pek çok bilim insanını bir araya getiren büyük sunum çadırını görüyoruz. Yaklaşık 300 metre yürüdükten sonra sağda Orhun Anıtları maketleri ve dünyanın en büyük otağı olarak kabul edilen Büyük Attila Otağı bizi tüm görkemiyle karşılıyor. Bu otağda arkeolojik, antropolojik Hun, Avar ve Macar buluntuları, Diyaromik Tuna ve Tisa arasındaki Hunlar tematik sergileri yer alıyor. Festival katılımcılarının en çok ilgi gösterdiği alanlardan biri Büyük Attila Otağı’nın önünde oluşan kuyruk neredeyse en az bin kişilikti. 

Büyük etkinlik alanı kenar ortasında büyük bir Attila resmi ve etrafında bütün Türk ve Hun boylarının bayrakları ile alan çepeçevre süslenmiş... Delegelerin protokol alanına alındığı kapıda Vakıf Başkanı ve Kurultay Direktörü András Bíró misafirlerini Vezir Arpa’ın büyük resmi altında karşılıyor ve bizlere “Attila’nın misafirleri kardeşlerinizin yurduna hoş geldiniz” diyor.

El sanatları çarşısının açılışından sonra tören alanına geçiyoruz. Turan Savaşçıları atlı merasim geçişi provası, Macar halk şarkıları ve Şamanik müzik ve halk dansları gösterileri... Doğulu akraba milletlerin temsilcilerinin kurultaya kabul töreni ve birçok görkemli geleneklerin canlandırıldığı etkinlikler bizleri adeta tarihin içine 500-1000’li yılların Orta Asya Turan halklarının göçebe yaşamları içine sürüklüyor.

Birincisi 2008’de yapılan, bu yıl altıncısına tanık olduğumuz kurultaya Azeri, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardey, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kazakistanlı Madyar, Kırgız, Kımık, Moğol, Nogay, Özbek, Özbekistanlı Madcar, Tatar, Türk, Tuva, Türkmen, Uygur, Yakut ve Macar katılımcılar yer alıyor. Bu boyların göçebe yaşam biçimleri, savaş oyunları, atlı gösteriler, okçuluk gibi Türk gelenekleri yeniden canlandırılıyor.

Bir tarih festivali olarak gerçekleştirilen Büyük Turan Kurultayı, Hun-Türk boylarını yakınlaştıran kaynaştıran ve ortak hedeflere yöneltmek amacıyla Macar Turan Vakfı tarafından iki yılda bir düzenlenen programda Macaristan Ulusal Meclis Başkanı Laszlo Köver'in yanı sıra çok sayıda kardeş ülkelerden davetli bulunuyor. Kurultaya katılan delegeleri, Avrupa Hun İmparatorluğu hükümdarı Attila'nın mirasçıları olarak değerlendiren Başkan Köver, Macarların, en Batı'daki Doğu halkı olduğunu ve hiçbir zaman Doğu'daki kardeş halkları unutmayacağını söyledi. 

Ülkemiz adına onur üyesi olarak bulunan TİKA Budapeşte Koordinatörü Sn. Ayşe Saraç Hanımefendi ise TİKA'nın, Macar Turan Vakfı ile 4 yıldan beri işbirliği yaptığını ve bundan büyük kıvanç duyduklarını söyledi. Saraç, 27 milletten Türk kökenli halkın temsil edildiği kurultaya ilginin her yıl daha da arttığına dikkat çekerek, TİKA'nın kurultaya bu yıl Balkanlar, Doğu Avrupa ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) temsilcilerini davet ettiğini söyledi.

Organizasyonda Türkiye adına katılan delegasyonu temsilen Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Hüseyin Sözlü ise Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli'nin selamını getirdiğini ve Türk kökenli akraba milletlerin bu kurultayda buluşmasının önemli olduğunu belirttiği konuşmasında Macar Turan Vakfı’na yaptıkları bu etkinlikler ve işbirlikleri konusunda her zaman destek vereceklerini burada olmaktan onur duyduğunu belirtti. Her konuda programda yer almasının önemli olduğunu ifade etti. Macaristan Ulusal Meclisi Başkan Yardımcısı Sandor Lezsak'ın hamiliğini yaptığı etkinlikte, Türk kültürünü tanıtmak amacıyla Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü de Türk kültürünün tanıtıldığı misafirler Türk kahvesi ikramının da yapıldığı güzel bir stand ile zaman geçirmek isteyen ziyaretçilerin bilgilendirilmesi ve kültürümüze dair iletişimde bulunulması ayrıca bizleri mutlu etti. Adana Büyükşehir Belediyesi de bir Yörük çadırı kurarak yöresel kültüre dair aktivitelerde bulundu.

Türk dünyasından gelen sanatçılar özellikle Saha Yakut, Altay, Tuva Bölgesi gırtlak sanatçıları çok büyük ilgi topladı. Nogay Sanatçı Aslanbek Sultanbekov, Azeri sanatçı Şemistan Alizamanlı ve diğer Uygur sanatçıları; Türkiye’den Kaya Kuzucu, Erdem Özdemir; Kafkas grupları, Özbekler, Türkmenler, Macarlar ve daha birçok ismini sayamadığım gruplar muhteşem performanslar sergiledi.

Son gün büyük bir görkemle gerçekleştirilen atlı ve yaya Turan savaşçıları geçidi ve savaş oyunları katılımcıları adeta kendinden geçirdi. Gün batımında ise büyük ateşin yakılması ve Şaman ayini gösterisi bizlere güne damgasını vuran bir atmosfer yaşattı.

Kurultay 2008’de başlayan süreç ile Turan halkları birliği havasında gerçekleşen ve tüm Asya Türk kökenli halklarının da ekiplerle kendisini temsil ettiği bu festival olarak artık Macar ve Türk hükümetleri tarafından resmen desteklenmektedir. Birçok tarihsel geçmişi olan etkinliklerin yapılması, gösteri alanında kurultaya gelen her ülkenin sıra ile bayraklarının açılması ve atlıların bu bayraklarla izleyicileri selamlama seremonisiyle birlikte oluşturulan 500-1000’li yılların Orta Asya Turan halklarının göçebe yaşamını ve Macarların Karpat Havzası ve çevresinde yurt tutuşu muhteşem bir şekilde canlandırıldı.

Hun ve Türk kökenli milletlerin, akraba soylarının bir araya gelmesiyle gerçekleşen Dünya Turan Kurultayı 2008 yılından beri Avrupa’nın ve dünyanın en önemli gelenek yaşatıcı, kültürel miras festivallerinden biri olmayı başardı. Her geçen yıl daha çok kendini geliştiren ve ziyaretçi potansiyelini yüzbinler artıran bu festival bizdeki başta Etnospor Kültür Festivali olmak üzere bu türden organizasyonların daha çok geliştirilmesi ve kültürel mirasımızın ve geleneklerimizin yaşatılmasını daha ileri noktalara taşıması konusunda sorumluluklarımızın arttığını gösteriyor. 

Kültürel miras ve gelenek yaşatıcılığı konuları dünyada turizmin yeni dinamikleri olma durumunda. Umuyorum ülkemizde de bu alanda yapılan festivaller dünya çapında turistik destinasyonlara dönüştürülebilir. Turan Kurultayı’nı imkânı olan herkesin görmesini temenni ediyor; Macar Turan Vakfı Başkanı András Bíró’yu ve ekibini bu büyük organizasyondan dolayı kutluyorum.  

Yazı Ve Fotoğraf
Salih Doğan