
Antalya'nın Akseki ilçesi,
Torosların ortasına sıkışmış, geniş tarım alanlarından yoksun, tarihî, şirin ve
güzel bir Anadolu yerleşkesi. Etrafı Torosların sert çizgileriyle çevrilmiş ve
bu sert çizgilerin içinde, insanı şaşırtan pek çok tabiat güzelliğine sahip.
“İnsanın yolu kolay kolay
buralara düşmez!” diye düşünenler olabilir. Ancak yolu düşenler için bitmez
yaşama imkânları sunar Akseki ve çevresi. Turistlerin uğrak yeri olan Akseki,
kardelen çiçeğinin de ana yurdu. Kış aylarında yerli ve yabancı turistler,
kardelen çiçeğini görmek için ilçeyi ziyaret ediyorlar.
Akseki insanı, yüzyıllardır süregelen
bir alışkanlıkla, çevresinde en kolay bulabildiği taş ve ahşapla yapılarını
inşa ederken, özünde, bugün depreme dayanıklılığı tartışılmaz bir yapım sistemi
yaratmış.Bunu yaparken de ahşap işçiliğinin zirvesine ulaşmış. Dünyada tek
örneği Akseki'de bulunan, bu ilçeye özgü "Düğmeli Evler" zamana
direnerek ayakta durmaya devam ediyor.
Geleneksel Akseki Evi, iki katlı
ve taş duvarlıdır. 60-70 cm genişliğindeki taş duvar, esas taşıyıcı gibi
görünse de, asıl taşıyıcı ahşap iskelet. Ahşap iskeleti çerçeve sistem ve yığma
taş duvarın oluşturduğu bu karma sistem, Akseki'ye özgüdür ve Anadolu'da
geleneksel dokularda benzerine rastlanmaz.
Akseki’nin dünyada benzeri
olmayan bu tarihî evlerine niçin "Düğmeli Ev" deniyor dersiniz?..
Akseki insanını, ekmeğini taştan
çıkarmak için şekiller yapmaya zorlayan doğal veriler, yöre insanının barınma
ihtiyacı ve diğer gereksinimlerini inşa ederken de etkin olmuş.
Öncelikle sert zemin, 30-40 cm
derinliğinde kazılır ve yöreye özgü, şekilsiz yassı taşlarla temeli oluşturacak
kuru duvar örülür. Taş duvarın dikine 50-60 cm aralıklarla kısa ahşaplar atılır
ve bunların ucu, 20-25 cm dışarıda bırakılır. Bu kısa parçaların üzerine, taş
duvarın iç ve dış yüzünde, ahşap hatıl, duvar boyunca geçmeli olarak oturtulur.
İki ahşap hatıl arası "destur" olarak isimlendirilirken, taş duvarda
dikine atılan kısa parçalara yöre halkı "düğme" adını vermiş ve bu
sistemle yapılan evlere de "düğmeli ev" denmiş.
Ustalar, yöreye özgü taşları
harçsız, ahşap hatıllarla birbirine bağlamış ve düğmeli evleri oluşturmuş.
Çevresinde en yoğun olarak bulduğu ağacı işlemiş. Kimi zaman camsız pencerelere
ahşap oyma kafes, çarkıfelek motifli kepenk yapmış. Kimi zamanda yıldız göbekli
ahşap tavanın orta yerine bereketi simgeleyen "nar" olarak kondurmuş.
Düğmeli evler, dünyada benzeri
olmadığı için Akseki'yi özel kılan en önemli değerlerden bir tanesi.
Aksekililer ve köylüler, bu tarihî düğmeli evlerini korumak ve gelecek
nesillere de bırakmak için çaba harcıyorlar. Dünya mirası olarak tanımlanan ve
dünyada başka bir yerde örneği olmayan tarihî Akseki Düğmeli Evleri, korumaya
alınarak restore edilip, Safranbolu örneği gibi turizme kazandırılmaya
çalışılıyor.Akseki'de kentsel sit alanı içinde daha önceden koruma altına
alınan 52 tescilli bina dışında, daha yüzlerce düğmeli ev restore edilerek
koruma altına alınmayı bekliyor. Örneğin Bucakalan Köyü'nde üç tane restore
edilerek turizme kazandırılmış düğmeli ev var ki, mutlaka görülmeye değer.
Buradaki üç ev, sizi büyüleyecek
sürprizlere sahip. Sadece ahşap ve taşın egemen olduğu geleneksel yapım
sistemiyle yapılan bu üç evin cumbaları, salonları, özellikle ahşap işlemeleri,
taşlı avluları, ama en güzeli tavanlarına özenle kondurulmuş nar işlemeli sanat
ve duyuş şaheserleri oldukça etkileyici. Bir bereket sembolü olmanın ötesinde,
bir hayat görüşü ve yaşama zenginliğinin çağrışımlarıyla yüklü bu desenler.
Hangi usta hangi aşkla yonttu bu nar desenli tavanları? Hangi kültür ve
medeniyet algısı yön verdi onların usta ellerine?..
Birer tesise dönüştürülmüş bu
güzelim evlerde, kahvaltı ve öğlen yemeği yenebiliyor. Serin sedirlerde ve
kültürün engin mütevazılığı içinde, pencerelerinden zamanın arkaik
çırpıntılarını gözleyerek, eski kültürün kız istemekten tutun da ısınmak için
geliştirdiği teknikleri görerek yemek yemenin zevkini düşünün...
700 yıllık geçmişe sahip olan ve
ekonomik nedenlerle tamamen boşalan Akseki'nin Sarıhacılar Köyü de, düğmeli
evlerin en bol olduğu yerlerden birisi. Bu köyün düğmeli evleri, yurdun çeşitli
yerlerinde ticaretle uğraşan Sarıhacılar köylüleri tarafından artık onarılmaya
başlanmış. ÇEKÜL Vakfı ve Antalya Mimarlar Odası işbirliğiyle sürdürülen
"7 Bölge 7 Kent" projesi kapsamında hayata döndürülmeye çalışan bu
evler, bölgeyi turizm cenneti hâline getirmek için harika mekânlar. Aynı
zamanda, köyün tam ortasından geçen tarihî İpek Yolu da, Akseki'nin ticaret
kültürünün en güzel göstergesi. Bu yolun parlak taşları, inişli çıkışlı
merdivenimsi kıvrımları, dünün ticaret kervanlarının seslerini çınlatacak
kulaklarınızda...
Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu
derler ya, o misal... Taşın yerini beton, ahşabın yerini plastik esaslı
malzemeler aldı. Bu güzelim tarih kokan 150 ve 400 yıllık evler ise, geçmişten
bizlere miras kaldı...Eğer bir gün yolunuz Akseki'ye düşerse, ilçenin mimari
şaheserleri olan "Düğmeli Evleri"nin büyüsüne kapılmanız kaçınılmaz.
Yazı Ve Fotoğraf
Adem Çetin - Turgut Karabacak