Günümüzde
1950-1960’lardan kalma duvar halılarını antikacılarda görüyoruz. Yaşı müsait
olanlar, o halıların duvarları süslediği evlerde yaşadılar. Geçmişte gündelik
hayatın parçası olan duvar halıları bugün koleksiyonluk obje.
İnsanlar neden
duvarlarına halı asmışlar. Bunun birçok nedeni var. Burada bazılarını sayacağız
zira bu yazının asıl konusu halıların koleksiyonunu yapan Zeynel Yıldırım.
Halılar ilk olarak
nerede kullanılmaya başlamış? Türk ve
Moğol çadırlarının halılar ile kaplı olduğunu hatırlatarak başlamak istiyorum. Ortadoğu
ülkeleri ve İran’da yaygın olarak kullanılan halılar, Rusya coğrafyasında,
sonrada Avrupa’da kullanılmaya başlamış.
Dekorasyon ve estetik
görünümün dışında bakın bu duvar halıları başka ne işe yarıyordu? Kullanılan
ülkelere göre değişen sebepleri vardı. Perslerin kaliteli, estetik, karmaşık
desenli üretimlerinden sonra halı pahalı bir hediye olmuş. Avrupalılar 16. yüzyıldan
itibaren Perslerden halıları almaya başlamışlar. Avrupa’da halı yüksek statü
sembolü olmuş. 17. yüzyılda Rus Çarları duvarları halılarla kaplamış. Soylulara
özenen zengin Rus köylüleri odalarının duvarlarına halı asmaya başlamışlar. Bir
süre sonra bu gelenek taşraya yayılmış.
İlk başlarda dekor ve
statü göstergesi olan halılar bakın daha sonra hangi ihtiyaçlar içim
kullanılmış? Sovyet Rus Dönemi, 1960’lı yıllarda köylerden kentlere hızlı bir
göç başlamasıyla artan konut ihtiyacı kalitesiz prefabrik evlerle giderildi.
Duvarları oldukça ince olan evlerde halılar ısı ve ses yalıtımı görevi gördü.
Manzaralı, çiçekli hayvanlı yün ve kadife halılar evlerde yaygın olarak
kullanılıyordu. Kafkas ve Türk coğrafyasında aile resminin bulunduğu halılar
dokundu. Resimli halılar dokunarak hediye edildi. Bu halılar duvara asıldığında
ailenin sanata olan ilgisinin bir göstergesi oluyordu.
Halılar aynı zamanda
bir birikim aracı, çocuklarına bırakacakları miras ve çeyizdi. Aileler ihtiyaç
duyduklarında halıyı kolayca satabiliyorlardı. Halılar duvardaki kusurları
kapatmaya yarayan bir kamuflaj malzemesi olaraktan kullanılmış. Bazen kapı ya
da dolap kapağı olarak kullanılmış.
Zeynel Bey yaklaşık on
yıldır duvar halısı koleksiyonu yapıyor. Çocukken babaannesinin evinin
duvarında asılı olan Kâbeli halı onu çok etkilemiş. Cılız gaz lambası ışığında
o halıya bakarak uykuya daldığı günleri halen hatırlıyor. İlk halısını bir
antika mezadında almış. Zeynel Bey “Çocukluğumun Kâbeli halısını görünce
dayanamayıp aldım” diyor. Böylece Zeynel Bey’in duvar halısı koleksiyonu
macerası başlamış. Önceleri sadece Kabeli ve Mescidi Nebevili halıları
toplamış. Sonra Geyikli halılar ilgisini çekmiş. Daha sonra hayvanlı derken her
türlü duvar halısını almaya başlamış. Bugün elinde iki yüz adetten fazla halı
bulunun Zeynel Bey “Yıllar içerisinde çok fazla çeşit halı olduğunu gördüm. Hz.
İsa figürlü halılardan, şehir manzaralı halılar, hayvanlı halılardan, desenli
halılara kadar birçok halı var” diyor ve ekliyor “Çeşitli boy ve ebatta olan bu
halılar aynı zamanda farklı dokuma türünde. Kadife olan var, ipek olan var,
kumaş baskı olan var.” diyor.
Rus Çin, İtalyan, İran
gibi ülkelerin ürettiği halılar, tüm dünyaya yayılmış. Mesela Kâbeli halıları Çin
üretmiş. Vietnam’ın ürettiği halılar kamyon kabinlerinde kullanılmış. Kamyon
boy denilen halılar şoför ile yanındaki kişinin tam ortasına gelecek şekilde
arkaya asılıyormuş.
Maddi olarak çok
değerli olmadıklarını belirten Zeynel Bey “Yıllarca çok hesaplı olarak aldığım
halılar, günümüzde azda olsa değer kazandı. Özellikle geyikli aslanlı halılar,
dekorasyon amaçlı talep görüyor.” diyor.
Günümüzde ‘Çalgıcı
Güzeli’, ‘Çalgı Çengi’ ‘Kahveci Güzeli’ ‘Saraydan Kız Kaçırma’ gibi adlarla
anılan halılar var. Zeynel Bey bunlardan farklı olarak elinde ‘Venedik’te
Gece’, ‘Korsanlar’ gibi farklı halıların olduğunu belirtiyor.
Halıların çivi ile
duvara asılmasından dolayı köşelerinin yırtıldığını belirten Zeynel Bey
“yıpranmamış halı bulmak zor. Kullanılmış halılar yıkandığı için parlaklığını
yitiriyor. Renkleri soluyor. Köşeleri yırtılmış oluyor. Güzelim halılar
mahvoluyor.” diyor.
Yüzyıllardır kullanılan
halılar bazı ülkelerde hayatın bir parçası olarak kullanılmaya devam ediyor.
Ülkemizde daha çok dekorluk ve koleksiyonluk olarak alınıp satılıyor. Sonuçta
bir şekilde halen hayatımızdalar.
Koleksiyonunu bizimle
paylaştığı için Zeynel Yıldırım’a teşekkürlerimizle…
Yazı Ve Fotoğraf
Yazı: Julide Yıldız Fotoğraf: Levent Pak