DÜNYA'NIN ÇATISI NEPAL

Hiç şüphesiz Nepal Dünya üzerinde görülmesi gereken en ilginç ülkelerden birisi. Ülkenin sınırları içerisinde 8848 metre yüksekliğinde Everest tepesinin de yer almasından dolayı Dünya’nın çatısı olarak da adlandırılan ülke, bu ünvanı fazlasıyla hak ediyor. Zira Himalaya sıradağlarının en yüksek yedi zirvesi Nepal’de yer alıyor.

Nepal i gördükten sonra buraya ülke demeye dilim varmıyor. Bence Nepal bir ülkeden çok koskocaman bir mabet. Ülkeye girdiğiniz andan itibaren bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Sabah güne başlamak için dışarı çıktığınızda gördükleriniz, burnunuza çalan tütsü kokuları, kulağınızda çınlayan çanlar… Sokakta yürürken, birde bakmışsınız anlınıza boya sürülmüş, üzerinize kutsal su serpilmiş, ya da kolunuza renkli ipler bağlanmış,ayağınıza yerdeki mandala tozları bulaşmış oluyor. Tüm bunların ne manaya geldiğini ve başımdan geçen ilgin olayları yazının ilerleyen bölümlerinde anlatacağım.

Nepal’in 30 Milyon nüfusu barındıran küçük bir ülke. Milli geliriyle dünya’nın en yoksul ülkeleri arasında yer alıyor. Bayrağı dikdörtgen değil üçgen ve başkenti Katmandu. Bizde Katmandu Şehrinden başlayıp, Nepal’i Köşe bucak Geziyoruz.

KATMANDU

Bir yer ne kadar ilginç olabilir ki sorusunun tam karşılığını alabileceğimiz bir şehir Katmandu.

İki milyon nüfuslu şehrin neredeyse tamamı UNESCO dünya miras listesi tarafından koruma altına alınmış. Şehri gezmeye bu listede baş sırayı alan Katmandu Durbar meydanın dan başlıyoruz.

Katmandu vadisinin 3 eski şehrinde de, yani Katmandu, Patan ve Baktabur şehirlerinde de birer Durbar meydanı bulunuyor.

Durbar ; saray manasına geliyor. Dolayısıyla burası şehrin eskilerden günümüze, yönetildiği sarayların bulunduğu saray meydanı. Ancak burada sadece saraylar bulunmuyor, irili ufaklı binlerce Hindu tapınağı, Yaşayan tanrıça Kumari’nin evi ve şehre ismini veren ilk bina Kasthanandap ta burada bulunuyor.

Şehrin Durbar meydanına giriş turistler için ücretli. Yaklaşık 10 dolar ödeyerek meydana girebiliyorsunuz.

Meydanda baktığımız her yerde, buradan size tek tek anlatamayacağımız onlarca tapınak görüyoruz. Özellikle ahşap işlemeleri ve çatı yapıları dikkatimizi çekiyor. Bir tarafta Maju Deval, diğer tarafta Hanuman Dhoka Sarayı. Kalabalığı ve güvercinleri bir süre izliyoruz.

Meydanın günümüzde en önemli yapısı Kumari Bahal, yani yaşayan tanrıça Kumar inin evi. Burada biraz gizemli, biraz hüzünlü bir geleneği gözlemleyebiliyoruz. Sayısız tanrı ve tanrıçaya sahip, Hinduizm dininde ve Nepal de, yaşayan bir tanrı olan, küçük kız çocuğu Kumari diye adlandırılan Tanrıça bu evde yaşıyor.

YAŞAYAN TANRIÇA KUMARİ

Bizlere tuhaf gelse de bu burada bir gerçek.

Kumari 4 yaşında belli bir soydan gelmiş, belli fiziksel özellikteki kızlar arasından zorlu testler sonrasında seçiliyor ve ergenliğine kadar Kumari olarak bu evde yaşıyor. Kumari olarak bu evde yaşıyor. Bu evde yaşamaya başladıktan sonra, yılda sadece birkaç kez bu evden birkaç saatliğine dışarı çıkabiliyor. En uzun çıkışı Indra Jatra festivalinde oluyor. Bir tahtın üzerinde halkın arasında gezdiriliyor ve asla yere ayakları değmiyor. Aynı şey evin içerisinde de geçerli kumari sürekli kucakta taşınıyor, oturduğunda ise ayağı yere değmesin diye,ayağının altına bir taş parçası yada tahta parçası konuyor.

Kumari Halk için ve Dünya nın başka yerlerinden gelen Hindu inancına sahip kişiler için günde birkaç kez, evinin avlu kısmında ki pencereden gelenleri birkaç dakikalığına selamlıyor.

Bizde bu törene rastlıyoruz ve Kumariyi görüyoruz ama görüntü almak yasak olduğu için görüntüleyemiyoruz.

Patan şehrin de de bir kumari bulunuyor ve aynı yöntemlerle seçiliyor. Patan şehrinde ki Kumaride Hindu ve Budistler için ikinci en önemli yaşayan tanrıçadır.  Bizde Patan Kumari’sini görüntüleyebiliyoruz.

FREAK STREET

Sonra Durbar meydanının güney çıkışın da ki Freak Street e gidiyoruz. Farklı dünya arayışında olan batılı gençlerin gelip yerleştiği bu yer, bir süre sonra uzun saçlı, küpeli insanlarla dolup taşmış, Nepali’ler hiç tanımadıkları bir kültürden gelen bu insanlara ‘Freak’ dedi (Çatlak) ve sokağın adıda Freak olarak kalmış. Bugün bu sokakta hediyelik eşya sergileri var. Burada az da olsa günümüz Hippi tarzı yaşam tarzına sahip yabancılara rastlanabiliyor.

THAMEL CADDESİ

Meydandan sonra ki durağımız Katmandu nun Mahmut paşası diyebileceğimiz Thamel (Tamel) oluyor. Katmandu nun ticaret merkezi haline gelmiş Thamel aynı zamanda turistlerin konaklama, yemek ve alış veriş nokrası.

Hediyelik eşyaların yanı sıra, Everest e çıkmak için gelen dağcıların tüm ihtiyaçlarını karşılayacakları bir yer Thamel. Döviz büroları, restoranlar, oteller, tur şirketleri hep burada toplanmış.  Yolunuz Nepal’e düşerse zorunlu olarak uğrayacağınız yerlerden Thamel Street.

Caddeden bir araç kiralayıp, Bagmati nehri kıyısında bulunan ölü yakma tapınağına doru yola koyuluyoruz.

PASHUPATİNATH TAPINAĞI ( ÖLÜ YAKMA TÖRENİ )

Hiç şüphesiz beni Nepal de en etkileyen yer oldu. Gördüklerim yaşadıklarım gerçek mi dedirtecek kadar tuhaftı? Pashupatinath Tapınağından bahsediyorum.

Burada doğum, düğün, ölüm, varlık, yokluk, yaşam, mistisizm iç içe yan yana. Bir tarafta doğum tapınağında dua edenler, diğer tarafta evlilik evinde hayatını birleştirenler, bir yerde ölümünü bekleyenler, diğer yanda yakılan bedenler. Yaşamdan elini eteğini çekmiş kutsal adam Sadular, hemen yanı başında yaşama daha iyi tutunmak için, kutsal kitap okuyanlar. Yas tutanlar, fal bakanlar, dua edenler ve bizim gibi olup biteni seyredenler.

Nepal’in en kutsal Hindu tapınağı, dünya’nın da en önemli Hindu tapınaklarından biri Pashupatinath Tapınağı. Nepal’in başkenti Katmandu'da bulunan tapınağın geçmişi milattan sonra 400 lü yıllara dayanıyor. Tapınak Hinduizm tanrısı Şiva'nın tapınağı olarak kabul ediliyor. Bağmati Nehri kıyısında kurulu tapınak UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor.

Yakılmak için bedenler ardı ardına geliyor. Yakma işlemi çeşitli ritüellerle yapılıyor ve yaklaşık dört saat sürüyor. Yakılan bedenin külleri nehre serpiliyor. Detaylarını burada yazamayacağım ilginç şeyler görüyoruz. İbretle ve saatlerce olup biteni izliyoruz.

Tabi burada parası olan zenginlerin yakma törenleri düzenleniyor. Parası olmayanlar ölülerini sıradan dere kenarlarında kendileri yakıyor.

Tapınağın bir köşesinde kutsal adam Sadular var.

KUTSAL ADAM SADULAR

Tapınağın bir köşesinde Hinduların Kutsal adam dedikleri Sadular bulunuyor. Sadular dünya nimetlerinden el etek çekmiş ve tapınaktan hiç çıkmadan yaşamlarını sürdüren mistik insanlar. Gerçek kutsal adam sadular neredeyse çıplak, bedenlerini beyaz bir toz ile kaplayan, ayrıcalıklı insanlar. Saduların uyuşturucu kullanması serbest mesela. Çoğu Sadu ömrü boyunca saçlarını kesmiyor. 

Hindular gerçek Saduları kutsal kabul ediyorlar. Rengarenk elbise giymiş Sadular ise Sadu adayı olarak kabul ediliyor. Sadular geçimini Turistlerle çektirdikleri fotoğraflardan aldıkları bahşiş ve Hinduların bağışlarıyla sağlıyorlar

Tapınaktan ayrılırken yakını için yas tutan birisi, anlımıza yas boyası sürüp, kolumuza yas ipi bağlıyor.  Burada kola bağlanan renkli iplerin çeşitli manaları var. Nişanlanmışsanız ayrı bir renk, Dini nikâhta ayrı bir renk. Ayrıca ipi sağ ya da sol kola takmış olmanızın da ayrı manaları var.

Biz tapınaktan çıkıp Katmandu Şehrinin en büyük camisine gittik bakın neler oldu?

 

CEYM CAMİSİ

Nepal nüfusu nun ancak % 5 ni Müslümanlar oluşturuyor. Buda yaklaşık 1.5 milyon kişi yapıyor.

Camiye anlımızda yas boyası, kolumuzda yas ipleriyle girince, bakışlar üzerimizde yoğunlaşıyor. Hele birde abdest almak için lavaboyu sorunca, insanlar şaşkınlıklarını gizleyemeyip “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” der gibi bize bakıyorlar. Hindi gibi yas tutup, Müslüman gibi ibadet etmek mi istiyorsunuz der gibiydiler. Neyse ki durum (Her iki taraf açısından da ) anlaşıldı ve sorun çözüldü. Boya yıkandı, ipler söküldü namaz kılındı.

Oldukça geniş ve temiz olan camide namazımızı kılıyor, biraz soluklanıyor, ibadet eden Nepalli kardeşlerimize gıpta ile bakıyoruz. Sonrasında cami nin yanı başında ders gören öğrencileri ziyaret ediyoruz.

Burası bir akademi. Burası bir medrese. Anaokulunda lise sona kadar hem dini hem de diğer dersleri Nepal’li Müslüman çocuklar burada öğreniyorlar.

KATMANDU KASTHANANDAP

Tarihi biraz tartışmalı olsa da buranın 12. Yüzyılda yapıldığı söyleniyor. Önceleri toplanma merkezi iken sonra dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş, bir adama adanmış. Yapının köşelerinde fil başlı tanrı Ganeş in figürleri bulunuyor.

Baktığımız her yerde, buradan size tek tek anlatamayacağımız onlarca tapınak görüyoruz. Özellikle ahşap işlemeleri ve çatı yapıları dikkatimizi çekiyor. Bir tarafta Maju deval, diğer tarafta Hanuman Dhoka Sarayı. Kalabalığı ve güvercinleri bir süre izliyoruz.

Meydanda bir Nepal liyi elinde Nepal bayrağını sallarken görüntülüyoruz. Daha sonra da bu meydana her gelişimiz de bu Nepali yi elinde bayrakla aynı yerde görüyoruz.

Meydanın günümüzde en önemli yapısı Kumari Bahal, yani yaşayan tanrıça Kumar inin evi. Burada biraz gizemli, biraz hüzünlü bir geleneği gözlemleyebiliyoruz. Sayısız tanrı ve tanrıçaya sahip, Hinduizm dininde ve Nepal de, yaşayan bir tanrı olan, küçük kız çocuğu Kumari diye adlandırılan Tanrıça bu evde yaşıyor.

PATAN KUMARİ

Hindu inancına mensup turistler, gelip bu Kumari ye kendilerini kutsatıyorlar. Katmandu Kumarisi gibi tanlıçalığı döneminde evden hiç çıkmayan ayağı yere hiç değdirilmeyen Kumar inin Katmandu Kumari sinden farkı, Katmandu Kumarisine sadece 1. Kast a mensup kişilerin yani Kral vs. tapması.

SWAYABHUNATH STUPA     (Maymunlar tapınağı)

Katmandu da ki bir sonra ki durağımız şehre hakim bir tepede kurulmuş, bir Budist tapınağı olan Swayabhunath. Budistlerin ibadet hanelerine Stupa deniliyor. Bu tapınakta da büyük bir Stupa bulunuyor.

Katmandu’nun en etkileyici yerlerinden biri olan Maymun tapınağı, Tibetli Budistler için en kutsal tapınaklardan biri. 365 basamaklı bir merdivenden çıkarak tapınağa ulaşılabiliyor. Merdiven de ve tapınakta size maymunlar eşlik ediyor. Zorlu bir yolculuk sonrasında şehre tepeden bakan, tapınağa ulaşabiliyorsunuz.

Bizde merdivenlerin başında bulunan dua tekerleklerini çeviriyor ve merdivenlerden tapınağa doğru çıkmaya başlıyoruz.

Merdivenden tapınağa ulaştığımızda ilk dikkatimizi çeken büyük ‘Stupa’ oluyor. Stupalalar Budistlerin ibadethaneleridir ve üzerlerinde Buda nın gözünü simgeleyen gözler ve başka diğer sembol ve sözler bulunur. Stupa nın kubbesinin alt kısmı bu dünya yı temsil eder. Gözlerin üzerinde ki 13 adet çizgi insanın Nirvanaya ulaşması için aşası gereken safhaları anlatır.

Burada da dua tekerleği bulunur ve gelen Budistler bunları sırasıyla çevirerek tapınak etrafında 3 tur atarlar.Bu çıngıraklı çarkları çevirmenin asıl amacı kötü ruhları defetmek.  Bu arada Tapınakta Budist zikiri olan Om Mani Patme Hum sürekli müzik eşliğinde tekrarlanıyor.

Uzun süre dinlendiğinde insanı transa soktuğuna inanılan zikir in çok geniş bir izahı var. O nedenle biz buradan izah edemiyoruz.

Tapınakta maymunlar her yerde. Zaten buraya maymunlar tapınağı denmesinin ardında da, burada maymunların çokça bulunması değil, Bodhisattava’nın(Budizm de aydınlanma evrelerinden biri) saçlarından bir kısmı maymunlara dönüşmüş olmasıdır. Bu yüzden burada ki maymunlar kutsal kabul edilir.

Günümüzde tapınak Nepal depreminde aldığı hasarla, henüz tam manasıyla yeniden inşa edilememiş halde.

Tapınaktan karmakarışık duygularla yarılıyoruz.

PATAN ŞEHRİ

Katmandu vadisinin şehirlerinden biri olan Patan, Katmandu’ya 5 km uzaklıkta yer alıyor ve iki şehri Bagmati nehri ayırıyor. İki yüz yirmi beş bin nüfuslu şehrin Durbar, yani Kraliyet sarayları meydanı tıpkı Katmandu, Baktabur Durbarları gibi UNESCO dünya kültür miras listesinde yar alır. Yerel halk buraya güzellikler şehri anlamında ‘Laitpur’ demeye devam ediyor.

Patan Durbar meydanında da bir birinden güzel saraylar ve tapınaklar bulunuyor.

Bir de size yaşayan tanrıça Kumari den bahsetmiştik. Katmandu da bulunan Tanrıça Kumari ye birinci kast a mensup kişiler tapıyordu. Kumari 4 yaşında ki çocuklar arasından belli fiziksel özellikleri ve testler sonucunda seçildiğini, sonunda da Tanrı Şiva nın vücut bulmuş hali kabul edildiğini anlatmıştık. Yılda sadece birkaç kez birkaç saatliğine dışarı çıkabilen Kumari ergenliğe ulaştığında yeni Kumari seçiliyordu.

Patan da da Şehrinde de benzer şekilde bir Kumari tanrıça seçiliyor ve aşağı yukarı aynı şartlarda yaşamını sürdürüyor. Katmandu Kumari tüm dünya da 1. Kast a mensup yani Krallar vs. kişilerin tanrıçası, Patan Kumarisi ise tüm Hindu inancı mensupları tarafından saygı görüyor.

PATAN KUMARİ

Katmandu da ki Kumar iyi görmüş ama görüntüleyememiştik. Patan Kumar isini ise görüntülememize izin veriliyor. Odada ki küçük kız kendini tanrıça sanıyor. Buraya gelen Hinduları kutsuyor.

Adım başı ilginçliklerle karşılaştığımız Patan şehrinden hayretlikler içerisinde ayrılıyoruz.

NEPAL DE İKİ ŞEHİR ARASINDA YOLCULUK ETMEK

Nepal de iki şehir arasında yolculuk etmek dünya nın başka hiçbir yerinde olmadığı kadar farklı ve zor. Malum Nepal dağlık ve fakir bir ülke. Bu nedenle yollar kötü ve dağları aşmak hiçte kolay değil. Katmandu şehrinden Chitwan Milli parkı arası 200 km olmasına rağmen 6- 7 saat sürebiliyor.

Otobüse binerken, şoförün makam odasının önünden geçtik. Otobüsün neredeyse 1/3’lük bir bölümü şoförün makam odası gibiydi. Otobüsün içerisinde müzik hiç eksik olmuyor ve otobüsün içerisinde Hindu tanrıları, dua bezleri vs eksik değil.

Etraf verimli tarlalarla dolu. Malum tarım Nepal in başlıca gelir kaynağı fakat çok az kişi kendi tarlasına sahip. ‘Zemindar2 denilen toprak ağalarının tarlalarında kiracı olan köylüler, ancak ürünün %30 unu alabiliyor.

Tarlaların arasından geçerken bir süre sonra size Trisuli nehri eşlik ediyor. Yolda ilerlerken, ipten yapılmış asma köprülere sık sık rastlıyoruz.

Ara sıra otobüsümüz ihtiyaçlar için mola veriyor ama biz buralarda ki yemekleri yiyemediğimiz için, yol kenarında ki tezgâhlardan meyve alıp yemeyi tercih ediyoruz.

NOT: CHİTWAN MİLLİ PARKINI AYRI BİR YAZI OLARAK SİTEMİZDE BULABİLİRSİNİZ

https://www.kosebucakdunyadergisi.com.tr/Detay-RHINO-RHINI-CITWAN-MILLIPARKINA-HOSGELDINIZ.html

POKHARA

Pokhara Fewa gölü kıyısında kurulmuş 350 bin nüfuslu oldukça sakin bir şehir. Himalaya dağları silsilesinin gölgesindeki şehir her açıdan görülmeye değer.

Fewa gölünde ki renkli kayıklar dünyaca meşhur, Himalayaların en yüksek 5 zirvesi en iyi burada ki Sarongot tepesinde görülüyor. Bunun gibi birçok şey burayı gelinip görülmesi gereken bir yer yapıyor.

Biz şehirde ilk olarak dünyanın en büyük barış Stupa sına çıkıyoruz.

Budist ibadet hanesi olan Stupa 1100 metre yükseklikte şehri panoramik olarak görebileceğimiz bir noktada kurulmuş. Buradan baktığınızda Annapurna dağı ve Fewa gölünü rahatça görebiliyorsunuz.

Manzarayı uzun uzadıya seyrettikten sonra, dönüşte ufak bir tapınakta Budist ayin ine rastlıyoruz. Bir süre nasıl ibadet ettiklerini seyrediyoruz.

Stupanın  ulunduğu tepeden iner inmez hemen yakınlarda bulunan Davi’s Fall a gidiyoruz. Yani Davi şelalesi. Hikaye ye göre 1961 yılında arkadaşıyla beraber burada yüzmeye gelen İsviçreli Davi nin burada boğulmasından sonra bu ismi almış.

Şelale yi görmek için bir kapıdan yer altına doğru bir mağaraya giriş yapıyoruz. Henüz yeni yapılan giriş merdivenlerinden mağaraya doğru ilerliyoruz.

Mağara içerisinde oldukça dar koridorlardan geçerek nihayet şelale yi görebileceğimiz noktaya ulaşıyoruz. Yukarıdan ışık alan şelalenin mağara içerisinden görüntüsü muhteşem.

Pokhara da bir sonraki durağımız Seti river. Suyu nun rengi süt beyazı olan nehirin suyu kutsal kabul ediliyor ve her daim ziyaretçilerle dolup taşıyor.

Kutsal saydıkları su ile ellerini yüzlerini yıkamak isteyenler, nehirden kava ile su alıp, yıkanıyor. Nehrin kıyısında ki küçük tapınakta ibadet edenleri görüyoruz. İnsanlar yaşlı tapınak görevlisinden dua istiyor.

Nehre son bir kez yüksekten bakıp ayrılıyoruz. Nehir beyaz akan suyu ve derin vadiden görüntüsüyle bizi etkiliyor.

TASHİLİN KASABASI

Çin işgalinden kaçıp kurtulan Tibetlilerin kurduğu bir kasaba olan  Tashilin de yaşam oldukça ilginç.

1964 yılında Birleşmiş Milletler tarafından geçici olarak kurulan kamp, bugün kalıcı bir kasabaya dönüşmüş ve toplam 103 aile yaşıyor. Geçimlerini halı dokuyarak ve hediyelik eşyalar yaparak sağlayan halk, kendi arasında bir yönetim şekli oluşturmuş. İbadetleri için SHRİ GADEN Tapınak ve manastırını yapan Tibetliler Budizm e inanıyor.

Bizde köyde ki tapınağı ziyaret ediyoruz, tapınakta buğday kavuran kadınlar, dua tekerleği ve elinde ki tespih dua tekerleğiyle zikir çeken yaşlı kadın dikkatimizi çekiyor.

Tapınağın hemen önünde ki boş alana kurulmuş hediyelik eşya tezgâhları ilgimizi çekiyor. Bizde hatıra olsun diye bir şeyler alıyoruz. Bu tezgâhlarda ki her şey el emeği göz nuru.

Ve böylece Tashilin’den ayrılıyoruz.

BHAKTABUR (BAKTABUR) ŞEHRİ

Baktabur deyince şöyle bir durmak gerek. Nepal in en Eskişehirlerinden olan Baktabur, dünya kültür mirası listesinde yer alıyor. Tarihi eserleri tapınakları çömlekçileri ve sanatçılarıyla anlatılması zor ve ne kadar anlatsak bitiremeyeceğimiz dolu dolu bir şehir.

Yerel halkın “adanmışlar, dindarlar şehri” dediği Baktabur adeta bir açık hava müzesi. Her mevsim ve her an büyülü bir atmosferi olan Baktabur tekrar tekrar gelmek isteyebileceğiniz bir yer.Şehri bir rehber eşliğinde geziyoruz. Kısa bir planlamadan sonra şehrin daracık dolambaç gibi sokaklarındayız.

Burada da bir Durbar yani saray meydanı var. Gezmeye buradan başlıyoruz ama ne yazık ki bizim size gösterdiğimiz bu yerlerin çoğu Nepal depreminde yıkılıp yok oldu. Meydanın etrafında çok sayıda tapınak ve saray var.

Tapınakların çoğu ahşap ve tuğladan yapılmış ama ahşap işçiliği kesinlikle dünyada bir benzeri olmayan eşsiz bir işçilik örneğiyle yapılmış. Hepside dünya miras listesinde olan bu tapınakları Hinduizm’e ait figürlerle süslenmiş.

Hindu tapınaklarının içerisine, Hindu dinine mensup olmayanların girmesi yasak. Bu nedenle bazı tapınakların içerisine giremiyoruz, rehberimiz bize dışarıdan anlatıyor.

Sonrasında rehberimiz bizi, tapınakları yukarıdan görebileceğimiz bir yere çıkarıyor. Meydanı az da olsa yukarıdan görmüş oluyoruz

Şehri gezerken sokak aralarında karşımıza günlük hayatlarına devam eden Nepaliler çıkıyor.

Sokağın birinde ahşap ustaları, bir şeyler yapmakla meşgulken, diğer bir sokakta yün eğiren yaşlı bir kadın karşımıza çıkıveriyor. Sokağı döner dönmez bir kadının kuyudan su çektiğini görüyoruz. Sokağın sonunda ise bir kuklacı bize kukla satmak istiyor.

Hayranlıkla o sokak senin bu sokak benim gezerken, sokağın birinde yaşlıların toplanıp bir şeyler yaptıklarını görüp yanlarına gidiyoruz. Meğer Petsa isimli bir oyun oynuyorlarmış.

Bir süre seyredip sokakları arşınlamaya devam ediyoruz.

 

Baktabur denince ilk akla gelen 100 şey desek az kalır. Neresinden başlayıp anlatacağımı bilemiyorum ama ilk olarak, çömlekleriyle meşhur şehrin Dattarya meydanında bulunan, çömlekçilerin yanına gidiyorum. Meydan kurumaya bırakılmış çömleklerle dolu.

BAKTABUR MEYDAN ÇÖMLEK

Bu meydanın etrafında kadın erkek çömlek yapımıyla uğraşıyor. Çömleklerin nasıl yapıldığını merak edip, araştırmaya koyuluyorum. Öncelikle çömlek çamurunun araçlarla getirildiğini, sonrasında çamurların bir makine yardımıyla kalıplar haline getirildiğini görüyorum.Sonrasında bu çamurlar çömlek haline getirilmek üzere büyük bir özenle şekillendiriliyor. Sonrasında fırınlanıyor.

BAKTABUR ÇÖMLEK OCAK SUNUŞ

Ve son olarakta meydanda kurutuluyor ve satılıyorlar.

Baktabur demek, birazda yoğur demek diyoruz ve bir yoğurtçu ya gidiyoruz. Yoğurtlar burada tek kullanımlık toprak kaplarda sunuluyor ve gerçektende ayrı bir lezzeti var

Şehirdeki son durağımız bir hediyelik eşyacı oluyor, buradan alına bilecek yüzlerce el yapımı sanat eseri var. Hepsini tek tek sayacak değilim ama mandala ve dua tasları iğlimizi çekiyor. Mandala gene çoğunlukla dini motiflerin kullanıldığı bir resim sanatı. Dua tası ise etrafında çevirdiğiniz çubuk sayesinde  ‘OMM’ sesi çıkaran bir tas. İş yeri sahibinin dua tasıyla yaptığı, gösteriyle Baktabur’a veda ediyoruz.

Daha anlatacak çok şey varken, hatta neredeyse Nepal hakkında hiçbir şey anlatmadığımı hissediyorken, yazıyı burada bitirmek zorundayım. Çünkü Nepal hakkında bir kitap değil bir dergi yazısı yazıyorum. Ama Köşe Bucak Dünya YouTube Kanalımızda Nepal diye arama yaparsanız anlatmadığım eksik kalan birçok şeyi oradan izleyebilirsiniz. Son tavsiyem ne yapın edin gidip görün Nepal’i.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazı Ve Fotoğraf
Ali Sami PALAZ FOTOĞRAFLAR:Taha Palaz,ali Sami PALAZ