
Almanya
yolculuğumda “Mutlaka Görmem Gereken Yerler” listesinin başında geliyordu Goethe
Evi ve Müzesi. Frankfurt’a gelir gelmez ilk işim, şehir merkezinden yalnızca birkaç
dakikalık mesafedeki müze evini ziyaret etmek oldu. Dünya devi bir yazarın
yaşamına tanık olmanın heyecanıyla girdim içeriye.
Ünlü yazar Johann Wolfgang von Goethe, 28
Ağustos 1749 yılında Almanya’nın Frankfurt şehrinde Großer
Hirchgraben’deki bu evde doğmuş. Ancak
yapı, 1944 yılında müttefik devletlerce şehrin bombalanması sırasında hasar
görmüş. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından mümkün olduğunca orijinal haline yakın
bir şekilde yeniden inşa edilmiş ve 1951’de kapılarını ziyaretçilere açmış. Mobilyalar
olduğu haliyle muhafaza edilmiş.
Goethe, babası avukat Johann Caspar
Goethe, annesi belediye başkanının kızı Katharina
Elisabeth Textor ve kız kardeşi Cornelia ile birlikte üniversiteye gidene kadar
bu evde yaşamış, sonra da ara sıra gelmiş.
Vitraylarla
süslü pencereleri, oymalı ahşap mobilyaları, duvardaki tablo ve aile
fotoğraflarıyla refah bir burjuva ailesinin 18.yüzyıl yaşamına tanık oluyorum.
Yazarın
babasına ait bütün bilim dallarından oluşan 2000 civarında kitabın yer aldığı
kütüphane, evin en ilgimi çeken yeri. Goethe zamanının çoğunu burada kitap
okuyarak geçirirmiş.
Küçük
yaştan itibaren Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Latince ve Eski Yunanca
dillerini öğrenen Goethe, Aydınlanma Çağı’nın düşünceleri ile yetiştirilir.
Yazar,
babasının arzusu ile Leipzig’de hukuk eğitimi görür. Bu süre içinde dönemin
büyük sanatçılarıyla, edebiyatçılarıyla tanışır. Arkeologlar ile dostluk kuran
Goethe eski Yunan sanatına ilgi duyar.
Goethe’nin
çalışma takviminde bilimsel konuların yanı sıra din, çizim gibi alanlar da
yer alır. Ayrıca, çello ve piyano çalmayı,
biniciliği, eskrimi
ve dans etmeyi
öğrenir.
Goethe,
hukuk eğitimini Strasbourg Üniversitesi'nde tamamlayarak hukuk doktoru unvanı
alır. Eleştirmen Johann Gottfried von
Herder, onu eski Alman halk masalları ve İngiliz edebiyatı
ile tanıştırır.
1773'te Götz von Berlichingen adlı
eseri yayımlanır. Ertesi yıl Genç
Werther'in Acıları’nı kaleme alır. Bu kitapta gençliğin
düşüncelerini oldukça başarılı şekilde yansıtarak evrensel bir üne kavuşur. Alman
edebiyatında Coşkunluk Akımı’nı başlatan yazar olur.
Romanın yanı sıra ilahi ve şiirler de yazar. Felsefe ve doğa bilimleri alanında da birçok eser verir. Eserleri
arasında çok sayıda epik ve lirik şiir, 10.000 den fazla mektup, 3000 çizimi
bulunur. Mektupları
Alman edebiyatının bir dönemine ışık tutar.
Goethe şiirlerinin "büyük bir
itiraf" olduğunu söylemiştir. Dramatik şiir Faust, bir anlamda tüm hayatının itirafıdır.
Yazar aynı zamanda Weimar Dükü’nün
özel elçilik danışmanlığının yanı sıra devlet ve askeri alanda hizmetlerde
bulunur.
Dünyaca ünlü edebiyatçının varlığını en
çok hissettiğim yer: çalışma masasının yer aldığı, onun adeta imparatorluğu
yazı stüdyosu oldu. Clavigo ve Faust’un
ilk yazımları, müzikal oyunlar, hicivler, Genç
Wertherin Acıları adlı romanı ve daha birçok eserini burada yazmış. Duvarları,
kendi yaptığı el çizimi resimler süslüyor.
Goethe’nin babasının zengin bir resim
koleksiyonu bulunuyor. 18. yüzyılın ortalarında Yedi Yıl Savaşları sırasında
Fransız Vali Kont Thoranc’ın Goethelerin evinde konakladığı, buradayken yerel
sanatçılara resimler yaptırdığı biliniyor. Bazı resimler o döneme ait.
Duvara
asılı, şairlerin sembolü olan yıldız ve lir dikkatimi çekiyor. 22 Mart 1832’de
yaşama veda eden yazarın Weimar mezarlığında düzenlenen törende katafalkın
dekorunda kullanılmış.
Müzede
yer alan, Goethe’nin kendi zamanına ait eserleri gösteren resim galerisi, şair
ve oyun yazarının, dönemin sanatı ve sanatçılarıyla olan ilişkisini gözler
önüne seriyor.
Pandeminin
bitip tekrar özgürce seyahat ettiğimiz günlere döndüğümüzde, bir gün gelir de
yolunuz Frankfurt’a düşerse zamanın adeta donduğu bu evi görmeden, yazarın
ruhunu hissetmeden dönmeyin.
Yazı Ve Fotoğraf
Benian Çulhaoğlu