
İnsan gücü ile ilerleyen bir ulaşım aracı olan bisiklet, çocukluk hayallerimizde özellikle de kırmızı rengiyle yer tutmuş önemli bir figür. Karnemizin pekiyi dercesinin nedeni, ortaokul yıllarında Takdir veya Teşekkür Belgesi’nin belki de sebebi. Ama çoğumuzun kavuşamadığı bir neden. Bisiklet çok ilkel biçimde ilk olarak 12. yüzyılda Çin'de ortaya çıkmış. Belki de bu yüzden dünyada en fazla bisiklet kullanan ülke(nüfusunun etkiside unutulmamalı). İlk bisiklet 1791'de Sivrac'ın bisikletiydi. Bunun bir direksiyonu (gidonu) bile yoktu. Leonardo Da Vinci'nin çizimlerini kullanarak ilk pedallı bisikleti üreten Kirkpatrick Mac Millan ve Karl Drais’in bisikleti buluşu, bugünkü bisikletlerin taslağını oluşturdu. Pedal ileri geri çalışarak, birleştirme çubuklarını harekete geçirip, arka tekerliği döndürüyordu. Ön tekerleği doğrudan döndüren pedal dirkeleri, 1861’de Fransız Pierre ve Ernest Michaux kardeşler buldu. Araçlarına Velocipeden (velespit) adını verdiler ve dört yıl sonra yılda 400 bisiklet üretmeye başladılar.
1869’a gelindiğinde Fransa yollarında bisiklet yarışlar yapılıyordu. 1870'ten sonra geliştirilen yeni bisikletlere "Bicyole" denilmiştir. 1871’de İngiliz James Starley tarafından yapılan bu bisiklet, en yaygın bisiklet tipi oldu. Ön tekerleğin büyüklüğü sürücünün bacak uzunluğuna göre seçiliyordu ve çapı 1m ile 1,5 m arasında değişiyordu.
İlk seri üretim bisiklet "Michaux Company" tarafından yapıldı. Şirket, yılda 140 bisiklet üretiyordu. Bisikletin ilgi görmesi dönemin devletlerinin de dikkatini çekti. 1800'lerin ikinci yarısında Fransa Savunma Bakanlığı bisiklet üretimine destek verdi ve 1871'de imal edilen bisikletler Almanya ile yapılan savaşta kullanıldı. Yani maalesef savaş bisikletin yaygınlığını ve üretimini artırdı. Avrupa ülkeleri, bisikleti askeri amaçla özellikle de ordu süratinin artırılması için kullandılar. I. Dünya Savaşı’nda ve II. Dünya Savaşı’nda ve daha sonra Vietnam Savaşı’nda bisikletli birlikler yer aldı.
İrlanda'da 1888 yılında havalı plastik biskletler piyasaya sürüldü. Bu durum, bisiklet endüstrisini geliştidi. Bisiklet üretiminde kullanılan malzemenin fiyatının ve işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bisiklet henüz halk tarafından kullanılamıyordu. 1800'lerin sonundan fabrikaların artması ve seri üretimin hızlanmasıyla maliyetlerde yaşanan düşüş bisikletin halk tarafından yaygın bir şekilde kullanılmasını sağladı. Özellikle Fransa, Belçika, İngiltere, İtalya ve İspanya'daki bisiklet fabrikaları, bisikletin bu ülkelerde yaygınlaşmasına ve bisiklet sporunu gelişmesine önayak oldu.
O zamandan bu yana bisiklet tüm dünyada, özellikle İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve öteki Avrupa ülkelerinde halkın benimsediği ve yaygın olarak kullandığı bir araç oldu.
Günümüzde ise bisikletler; yol bisikleti, dağ bisikleti, tur bisikleti, şehir bisikleti, BMX bisikleti, tandem(iki kişilik), yatay bisiklet (Recumbent ), unisiklet (Tek tekerlekli), İş bisikleti olarak çeşitleri bulunuyor.Saydığımız bisiklet çeşitleri arasında bir de koleksiyonerlere hitab eden Minyatür Bisikletler var. Ancak bunlar seyirlik. Normal bisikletlerin maketi şeklinde. İşte bu koleksiyonerlerden birisi de Konya’da yaşayan Necati Loras. Aslında kendisi maket araba kolesiyoncusu maket araba biriktirirken maket bisiklet görünce almaya başlıyor. Böylece minyatür bisiklet koleksiyonerliği başlamış oluyor. Arkadaşları maket araba koleksiyonu yaptığını bildiğinden kendisine maket araba hediye ediyorlar. Zamanla bu hediyelerin arasına minyatür bisiklet de eklenmeye başlıyor. Böylece farkında olmadan minyatür bisiklet koleksiyonu oluşmaya başlıyor. Necati Bey’in 200’e yakın maket arabasının yanında 20’ye yakın minyatür bisikleti bulunuyor. Koleksiyonerlik bir tutku. Bu tutku devam ettiği sürece Necati Bey’in minyatür bisiklet merakı da devam edeceğe benziyor.
Yazı Ve Fotoğraf
Hatice Tepe, H.hüseyin Güngör