
“Aldı ona anası
Gelinlik çabulası
Muhabbet sofrasında
Olsun beton helvası”. (Anonim).
Trabzon
asırlar boyu stratejik ve doğa güzellikleri kadar kültürel yönleriyle ve meslek
şehri olarak da daima dikkat çekmiştir. Bu antik şehir; insanların huzur
bulduğu, sayfiye yeri ve tarihsel, kültürel mirasın cömertçe sergilendiği bir
açık hava müzesi görünümündedir. Bunda çok kültürlü yaşanmışlığın da cezbedici
katkıları olmuş, daima tamahkâr nazarların odaklandığı bir kent unvanını
kazanmıştır. Demircilikten nalburluğa, ayakkabıcılıktan silah yapımına,
nakkaşlıktan telkâriciliğe, köftesi ve yağından helvasına kadar pek çok sanat
dalı, mahir sanatkârların yaratıcı zekâsıyla şekillenmiştir.
Şehrin
vitrinlerini süsleyen pek çok el sanatı ürünü, cezbetmekle kalmaz, aynı zamanda
kışkırtır da sizi. Birkaç saniye içerisinde, tarihin derinliklerinden gelen sanatın
büyüsünde göz zevkiniz ferahlar. Sevdalanır, bir tutkunu olursunuz bu el sanatı
ürünlerinin. Bunun yanında damak zevkinize uygun yiyecekleri bulmakta da
zorlanmazsınız. Markalaşmış pidesi, köftesi, şirası, döneri iştahınızın
kabarmasına neden olur ki, Trabzon’da markalaşmış sanat dallarından biri de
helvacılıktır.
Seferberlik
yıllarında uzun süre bozulmadan saklanma ve mideyi tok tutma özelliğine sahip
olması, soğukta enerji vericiliği nedeniyle askerin iaşesi arasında soğan ile
birlikte tahin helvası da vardı. Soğan antibiyotik özelliği sağlarken, helva da
sıcaklık sağlardı.
Trabzon
insanının damak tadı da yaşam tarzına uygun şekilde farklılık gösterir. Bu
farklılık büyük bir ihtimalle yaşam doğasından kaynaklanır. Sürekli hareket
hâlinde olan halkın sofra (yemek) kültüründe, günlük beslenme gereksinimine
uygun aperatif yiyecekler söz konusudur ki, bu yiyecekler arasında şüphesiz
helva dikkati çeker. Bahçe çalışmaları, özellikle de yayla göçlerinde taşınması
ve saklanmasının kolay olması kadar aynı zamanda protein bakımından zengin ve
kalorisi yüksek ve lezzetli bir besin kaynağı olması da helvayı, özellikle
gelişme çağındaki çocuklar, hamile kadınlar başta olmak üzere insanların
beslenmelerinde diğer yiyeceklere oranla farklı bir tercih kılmaktadır.
Trabzonlunun
damak zevki arasında öne geçen helvanın tarihî öyküsü karşısında merakınız
artar. Seyyah ve oryantalistlerin kayıtlarında Osmanlıda 36 çeşit helvanın
olduğuna dair kayıtların içerisinden sıyrılarak yöre kültürü üzerinde
yapacağınız kısa bir araştırma sonucunda yöreye özgü “sade helva”, “irmik (un
helva)”, “kot helva (Zagera helvası)”, “kakaolu helva”, “tel helvası”,
“fındıklı-fıstıklı helva”, “cevizli (koz) helva… vb”. helva türleriyle
karşılaşırsınız. Söz konusu bu helva türleri arasında daha dayanıklı ve kalori
değerinin yüksek oluşu nedeniyle “beton helva” öncelikli olarak tercih
edilmektedir.
Bu
merak, sizi şehrin merkezinde yıllardır hizmet veren bir helvacı dükkânına
çıkarır. Uzun sokakta, insanların önünde kümelendiği ve farklı bir hareketliliğin
yaşandığı bir noktaya odaklanırsınız. Spot ışıklarla süslü, estetik bir yazıyla
dillendirilen “Beton Helva” önceki bilgilerinizin çağrışımına yeni bir davet
çıkarır. Beton Helva; damak tadına düşkün olanların, damak zevkinden
vazgeçemeyenlerin ve geleneksel bir tat arayanların uğrak yeri, oldukça
hareketli bir mekândır.
İlgili
şahıstan bilgi edinme gereksinimi duyduğunuzda, mütevazı bir algılamayla
Trabzon’da yıllarca bir şekercide helva işinde çalışmakta olan Mustafa Özbak’ın
kendi işini kurmak düşüncesiyle aşina olduğu mesleğini kendi adına yürütmeye
karar vererek Uzun Sokak’ta Beton İnşaat adlı firmanın zemin katında (eski
Canbakkal’ın yerinde) isimsiz şekilde helva üretimine karar vermiş ve 1953
yılında helva üretimine başlamış olduğu yanıtını alırsınız. Basit bir hesap ile
bu mesleğin, kesintisiz 61 yıl devam ettirildiğinin hesabını yaparsınız.
Sabır,
kararlılık ve azmin eksilmeden devam etmesine neden olan “Beton Helva”nın
mahiyeti merakınızı harekete geçirir. Belki yöre şivesiyle bir ihtiyarın
“Uşağum! Helvayı ağnaduk da betoni da nesidur?” şeklindeki sorusu sizi biraz
daha kışkırtarak yardımcı oluverir. Ancak her şeyin bir izahı olduğu gibi
elbette ki helvanın “beton” mahlasıyla anılma nedeninin de bir izahı vardır.
Bilge
bir kişiyle yapılacak bir sohbet herkesin aşina olduğu helvanın “Beton Helva”
şeklinde adlandırılmasıyla ilgili iki farklı söylence ile baş başa bırakıverir:
Bir rivayete göre Beton inşaat’ın adres gösterilmesi sonucunda çağrışım
nedeniyle dükkânın adına “Beton Helva” adı konulmuştur ki, söz konusu firmanın
yeni olduğu bilgisine sahip iseniz bu rivayetin tutarsız olduğunu anlarsınız.
Sizi tatmin edebilecek ikinci bir yanıta gereksinim duyulacaktır ki, bu da helvanın beton (mermer) üzerine
dökülerek soğutulması nedeniyle helvanın bu adı aldığıdır. Bu rivayet
sonrasında merakınıza yenik düşer, iştahınız kabarır ve bu helvadan tatmak
istersiniz. Kesiverir usta uzun palasıyla helva yığınından koca bir parçayı,
sunar size tatmanız için. Yedikçe zevk alır, damağınızdan bedeninize doğru
hareketlenen bir lezzet karşısında böylesi bir yiyeceğin nasıl hazırlandığı ya
da malzemesinin ne olduğu konusundaki sorular manzumesi zihninizi meşgul etmeye
başlar. Lezzetin coşturduğu bir ruh hâliyle, bu bağlamdaki sorularınızın
yanıtını duymak için ustabaşına yöneldiğinizde merakınızı dindirmekten ziyade
daha da artıracak yanıtlarla karşılaşırsınız.
Kaliteli
işçiliği, tahin oranının fazlalığı, malzeme ve ustalık söz konusu helvayı marka
hâline getirmiştir. Helva hazırlandıktan sonra temiz ve hijyenik mermer üzerine
dökülüp soğutulmaya bırakılır. Bu işlemde tahta kullanılmaz zira tahta her
türlü bakteri üremesine uygun olup aynı zamanda helvanın suyunu çekerek
kuruması ve yağının emilmesine neden olur.
Kalite
ön plandadır. Bunun için, helva yapımında kullanılan un, yağ şeker, nişasta,
irmik, susam, tereyağ, süt, pekmez,
balın yanında çeşitlendirme için kullanılan ara ürün kakao, vanilya, fındık ve
fıstık gibi malzemeye özenle dikkat edilir. Un, nişasta ve irmik ise kesinlikle
birinci kalite undan olmalıdır.
Ayrıca,
helva yapımındaki beceri ve ustalık da malzeme kadar önemlidir. Zira helvanın
iyi kavrulması gerekir. Bütün bu kalite ve beceri, helvanın imalinde
birleştirilince doğal olarak beton helva ön plana çıkmaktadır.
Sıradan
bir gıda ürünü olmaktan öte sosyolojik bir değere sahip olan, kaderi paylaşmak
ve sevince ortak etmek adına eş dost ile birlikte beton helva yemek, Trabzonlu
için geleneksel âdetlerdendir. Artık bunca yaşanmışlık ve söylemlerden sonra bu
lezzet pınarı helvayı unutulmaz bir hatıraya dönüştürmek adına, yurt içi ve
yurt dışındaki dostlarınızın bu lezzeti yaşaması için birkaç kilo beton helva
da siz satın alırsınız. Helvayı yerken duyduğunuz damak zevkinden daha
fazlasını, uzun soluklu olarak onun öyküsünde yaşarsınız.
Yazı Ve Fotoğraf
Enver Uzun