Bir
gezgin için seyahate çıkamamak korkunç bir şeydir. Ancak bazen şartlar uygun
olmayabilir. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Korona virüs salgınının devam ettiği bu
günlerde bir nebze de olsa içimdeki gezme arzusunu yatıştırabildim. Seyahat
koleksiyonum sayesinde yolculuğum devam ediyor, diyebilirim.
26
yılı aşkın bir süredir tek başına dünyayı geziyorum. Bugüne kadar 65 ülke 300
civarında şehir, kasaba gördüm. Keşfetmek arzusu ile çıktığım yollar dünyanın
içinde bambaşka dünyalar olduğunu gösterdi bana.
Sadece gezmekle, güzel anılar biriktirmekle kalmadım,
fotoğraf çektim, resim yaptım, yazılar, kitaplar yazdım. Evim yıllar içinde
bana büyük mutluluk veren, dünyanın her köşesindeki serüvenlerimi hatırlatan
nesnelerle doldu.
Herkes
kişisel koleksiyonunu oluşturabilir. Anlamlı anılarımızı bir araya getirmenin,
kaybolmasını önlemenin en iyi yoludur koleksiyon yapmak. Seyahat koleksiyonunun
ise farklı bir özelliği vardır: Bir kez gittiğiniz yerleri binlerce kez
yaşamanızı sağlar.
Gezginliğe
ilk adımı attığım Londra’da hastabakıcılık yaparken kazandığım parayla aldığım
İngiliz porseleni tabağımı hala saklarım. Ona baktığımda yabancı bir ülkede ailemden
uzak geçirdiğim zor ancak bir o kadar hoş anılarla dolu günlerim aklıma gelir.
Gittiğim
şehirlerde hediyelik eşya satan dükkânlar her gezgin gibi benim de mutlaka
uğradığım yerlerdendir. Ancak kimi zaman almak istediğiniz şeyler pahalı
olabiliyor. Böyle zamanlarda bitpazarlarını tercih ederim. Mezatlardan da
aldığım oluyor.
Eşyaların
kendilerine göre ruhlarının olduğunu düşünürüm. Onlara zarar verirsek canları
acırmış gibi gelir. Bu yüzden olsa gerek eski eşyalar toplarken ayrı bir heyecan
duyarım. Elime aldığım oyuncak, obje ya da her neyse “Kim bilir kimindi?” “Nasıl
bir evdeydi?” diye düşünürüm. Kimi zaman eşyalar arkamdan sesleniyormuş gibi
gelir: “Kurtar beni!” der. O zaman dayanamaz alırım. Böylece benimle yeni bir
hayata başlarlar.
Koleksiyonumu
seyahat ettiğim yerleri simgeleyen objeler ve efemeralar oluşturuyor; duvar
tabakları, anahtarlıklar, magnetler, pinler, pullar, kartpostallar, broşürler,
kibritler… En çok sevdiğim ise dünya bebekleri koleksiyonum. 200’ü aşkın
bebeğim var.
Gezilerimden
aldığım objeler evimi dekore etmenin yanı sıra, seyahatlerimdeki anılarımı
kurtarmama yardımcı oluyor. Koleksiyon yapmak için her zaman para harcamanız gerekmiyor.
Yollardan, parklardan topladığım şişe kapakları da koleksiyonumda yer alıyor.
Koleksiyon
yapmaya küçük yaşta başlamışım farkında olmadan. Oyuncaklarıma değer verir, onlara
çok iyi bakardım. Birçoğunu hala saklarım. Anılarının yanı sıra artık
üretilmiyor olması onları daha da özel kılıyor.
Yıllar
içinde oyuncaklarımın sayısı arttı. Eski eşya satan yerlerden hoşuma giden,
bütçeme uygun bir şey bulunca alıyorum. Her biri zamanda yolculuk yapma imkânı
sunuyor. Çocukluk kitaplarım ise olduğu gibi duruyorlar.
Resim
yapmayı seviyorum. Yıllar içinde dünyanın önemli simgeleri başta olmak üzere
gittiğim yerleri tuvale aktararak kendi resim koleksiyonumu oluşturdum. Eserlerim
2017 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi’nde açtığım sergide
sanat ve seyahat severlerle buluştu.
Seyahatte
çektiğim fotoğraflar arşivimin en değerli parçaları arasındadır. 2019 yılında Bakırköylü
Sanatçılar Derneği, BASAD’da Kore seyahatimin fotoğraflarını seyahat severlerle
buluşturmuştum.
Seyahat
günlüklerim de önemli hatıra eşyalar arasında yer alıyor. Gittiğim yerlerde bir
parkta, kafede, trende nerede fırsat bulursam yazıyorum. Gazetelere, dergilere
yazdığım yazılar ve kitaplarla okurlarla paylaşıyorum.
Kartpostallarımın
bendeki yeri ayrıdır. Eskiden insanlar birbirlerine kartpostal gönderirdi. Evin
çocukları da biriktirirdi. Benim de merakım böyle başladı. Arkası yazılı olanlar
o dönemi yansıttığı için daha çok hoşuna gidiyor. Çok duygusal kartlar var
içlerinde. İnsanlar iki-üç satırda, üzüntülerini ya da mutluluklarını
anlatmışlar.
Bunların
dışında zengin bir gezi kitaplığım olduğunu söyleyebilirim. Bütün bu biriktirdiklerimin
ortak özelliği gittiğim yerleri temsil etmesi. Sevdiğim yönü de bu zaten.
Ülkenin kökenini, arka planını, ruhunu yansıtıyorlar.
Koleksiyon
yaparken toplamak, biriktirmek kadar korumak ve sergilemek de önemli. Nesneleri
toplayıp iyileştirerek onları yaşam yolculuğuma dâhil etmek inanılmaz mutlu
ediyor beni.
Şehirleri,
ülkeleri yansıtan duvar tabaklarım duvarlarımı süslüyor. Magnetler ve pinleri
kendi yaptığım panolar üzerinde sergiliyorum. Objelerimi ışıklandırılmış, camlı
vitrinlerde muhafaza ediyorum. Efemeralarım ise dosya ve kutularda saklı.
Seyahat
koleksiyonum benim için bir hazinedir. Daha fazla seyahat etmem için motive edici
etkisi olduğu gibi bir şeyler üretmek, üretilen şeyleri korumak heyecan verir.
Koleksiyon
yapmak emek istiyor. Ancak buna değiyor. Her birini gittiğim yerlerden özenle
seçip, itinayla taşıyıp eve getiriyorum. İlk günler gözüme biraz sönük görünseler
de zaman geçtikçe o küçük şeyler bir ülkeyi, dostluğu, sevgiyi hatırlatmaya
başlıyor. Onlar sayesinde bir kez gittiğim belki de bir daha gidemeyeceğim
şehirleri, kasabaları, anılarla dolu yolculuk serüvenlerimi binlerce kez
yaşıyorum.
Yazı Ve Fotoğraf
Benian Çulhaoğlu