
Konya Hükümet Konağı’nın diğer adıyla Valilik
Binası'nın duvarlarının hatta inşaatının hikâyesini biliyor musunuz?
Konya,
Osmanlı Devleti ile yıllar boyunca bir türlü anılır duruma gelmedi. Ne başkent
yapıldı ne de stratejik bir önem arz etti. Peki, Konya’nın Anadolu Selçuklu
Devleti ile arası nasıldı?
Konya,
herkesin de dilinde övünülesi durumların başında geldiği üzere Anadolu Selçuklu
Devleti’nin başkentidir. Bu durumun yıllar hatta yüzyıllar boyu böyle
kalmasının en belirgin özelliklerinden bir tanesi de yine torunları olduğunu
söylediğimiz Osmanlı Devleti’nin Konya’da bir elin parmaklarını geçmeyecek
sayıda eserlerinin olmasını sayabiliriz. Hatta Konya’da en belirgin Osmanlı
eserlerinin başında Yavuz Sultan Selim’in yaptırdığı Sultan Selim Camii’ni
eklediğimizde arkasından gelecek ikinci eseri saymakta güçlük çektiğimizi de
görebiliriz.
Bu duruma
verebileceğimiz ikinci örnek de günümüzde halen Valilik Binası olarak
kullanılan Hükümet Konağı’dır. Ancak yine burada önemli olan kullanılan
malzemenin menşeidir.
Konya
Valilik Binası 1885-1886 yılları arasında belki de şu anki hükümeti
kıskandıracak bir hızda 1 yıl gibi kısa bir süre içerisinde yapımı tamamlandı.
Zamanın teknolojik imkânları göz önüne alındığında nasıl oldu da binanın yapımı
bu kadar hızlı tamamlandı.
1.
Mimarlık Çağı usullerine göre yapılan Hükümet Konağı, Konya’nın Cumhuriyet
öncesi valilerinden biri olan Said Paşa (İngiliz Said) döneminde yapıldı. Said
Paşa’ya İngiliz denilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de askeriyenin
silah alımları için kendisinin Avrupa’ya gönderilmesi ve uzun süreler buralarda
yaşaması ve Osmanlı Donanması’nı İngiliz geleneklerine göre tasarımlamak
istemesidir. Bu sebepten ötürü kendisine İngiliz yakıştırması yapılmıştır.
Said Paşa
hakkında Osmanlı arşivlerinde yer alan sicilinde geçen bir cümlede ise
kendisinin birçok alanda başarılı olduğu, yabancı dilleri çok iyi konuştuğu
ancak idari işlerde pek de iyi olmadığı değerlendiriliyor.
Gelelim
Hükümet Binası’nın yapı malzemelerinin nereden geldiğine…
Anadolu
Selçuklu Devleti döneminde Konya, iki kale içerisinde yer alıyordu. Bunlardan
birincisi iç kale ikincisi de dış kale…
Burada
bize lazım olan dış kaledir. Dış kale, bugünkü Ulaşbaba Caddesi’nden başlayarak
Zindankale’ye oradan Konya Lisesi’ne sonra Sadreddin Konevi Camii’ne bu
noktadan yeni balık haline ulaşıp Sahip Ata külliyesinin kuzeyinden geçerek
Ağaç Pazarı’na uzanır. Buradan kuzeye Kapı Camii’ni dışarıda bıraktıktan sonra
Akif Paşa İlkokulu civarına; buradan İsmet Paşa İlkokulu’nun solundan devam
ederek hapishanenin güneyindeki eski Gazaros’un Bahçesi’nden (Beş Yol), hastane
arkasına varır. Dış kalenin çevre ölçüsü yaklaşık 10 kilometreden meydana
geliyordu. Kuş bakışı ölçüyle Konya Alaeddin Tepesi’nden 1. Organize Sanayi’ne
kadar düz bir hat olarak ifade edebiliriz. (Yüzyıllar boyu yapımı süren Çin Seddi
hemen gözünüzde küçülüverir sanırız bu örnekle)
Said Paşa
bundan yaklaşık 170 yıl öncesine kadar ayakta kalmayı başaran dış kalenin
muntazam taşlarını söktürerek hükümet binası yapılması talimatını veriyor.
Dış
kaleden sökülen taşlar sayesinde tam 129 yıl önce Hükümet Binası’nın yapımına
başlanıyor. 1 yıl gibi kısa bir sürede de yapımı tamamlanıyor.
Hükümet
Binası 3 katlı olarak yapımı tamamlanmasına rağmen bugün sanki zemin kat
yapılmışçasına olmasının en önemli nedenlerinden birisi bölgede sürekli yol
çalışmaları yapılması. Yol yapımı esnasında kullanılan dolgu malzemeleri
nedeniyle binanın gün geçtikçe ilk katı kaybolmuş. Eski fotoğraflarda bugünkü ana giriş kapısının önünde
merdiven olduğu görülüyor.
Binanın
ikinci katında 28, son katında ise 30 oda bulunuyor. Binanın tam ortasında da
bir bahçe bulunuyor.
Zamanenin
deyişiyle hemen aklımıza “buralar bir zamanlar tarlaydı” cümleleri geliveriyor bu hali
okuduktan sonra. Zamanın şartları ve imkânların darlığıyla alakalıydı belki de
Said Paşa’nın bu girişimi. Bugün bakıldığında haşmetli duruşuyla Konya’nın
böyle bir binaya sahip olması sevindirici gibi görünüyor. Bunun dışında Moğol
istilası nedeniyle ayakta kalma mücadelesi veren bir yapının Hükümet Binası
adıyla vücut bulması da önemli teselli nedenlerimiz arasında yer alıyor.
Kimilerine
göre de “bitpazarına nur yağmayacağı” aşikârken böyle bir girişim tam da
zamanında yapılmış gibi görünüyor.
2013
yılında Vali Vekili Hasan Karakaş da Konya Valiliği Binası’nın yakın bir
zamanda başka bir yere taşınacağını, binanın müzeye dönüştürüleceğini
açıklamıştı.
Yüzyıllar
boyu varlığını korumuş bir yapıdan doğan Hükümet Konağı, malzemesi itibariyle
belki de tam anlamıyla ebedi uykusuna çekilecek gibi görünüyor.
Bu
yönüyle de ne hem Anadolu Selçuklu hem de Osmanlı ortak yapımı bir eser yeni
göreviyle karşımıza çıkacağa benziyor.
Yazı Ve Fotoğraf
Yasin Karakuş - Konya Valiliği Basın, Konya Ticaret Odası Basın