Aşk için, meşk için,konyanüma için, İrfan medeniyeti araştırma ve kültür merkezi

Konya’da Aralık 2017 tarihinde açılan yeni bir kurum İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi. Konya Büyükşehir Belediyesi ile İrfan ve İnsan Vakfı’nın ortak çabaları sonucu hizmete sunulan yapı, iki kısımdan oluşuyor. Ana bina, Hz. Mevlana’dan bu yana devam ede gelen tekke kültürünün bugün de yaşatılmaya çalışıldığını gösterir nitelikte tasarlanmış. Ebru, hat, rebab, ney, keçe, tezhip, cilt vb. atölyelerde imalat yanında öğretim de yapılmakta. Böylece yüzyıllardır bu topraklarda yaşamış ve yavaş yavaş unutulmaya yüz tutan el sanatlarının canlandırılması sağlanıyor. Birbirine paralel sıralanan klasik sanat atölyelerinin arasındaki koridorda Selami Bertuğ’un arşivinden 1953-1971 yılları arasını kapsayan sema ayin-i şerifleri hakkında hatıratların sergilendiği fotoğraflar koridor boyunca size eşlik eder. Bu koridorun devamı semahaneye ulaşır. Kelime olarak işitmek anlamına gelen Sema, manevi haz uyandıran herhangi bir güzel ses karşısında cezbeye gelerek yapılan dönüşü ifade eder. Amacın hakikate ulaşmak, Allah’ı zikretmek olduğu Semanın bugün icra edildiğinden farklı olarak Hz. Mevlana’dan önce var olduğu söylenir. Sema, Hz. Mevlana ile birlikte zirveye çıkmış bir nafile ibadet haline dönüşmüştür. Çünkü bu gün bile her Semazen her bir çarkta “Lafz-ı Celal” söyleyerek bir nevi zikir yapar. Mevlevilik ile birlikte manevi bir ilim haline gelen Sema, Seyri Süluk’ta araç olarak görüldüğü için bir sistem haline getirilmiş. Bu sistem, Mevlevihanelerde öğretilmiş ve hemen hemen dünyanın her yerinde açılan Mevlevihanelerle yaygınlaştırılmış. Öncesiyle sonrasıyla Hz. Mevlana’dan beri yüzyıllardır devam ede gelen Tekke Kültürü içerisinde Sema geleneği bugün İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi’nde her Pazar saat 16.00’da gerçekleştiriliyor. Semada, sağ eliyle Haktan aldığını sol eliyle halka verme; Meşkte ise sesli olarak okunan ilahiyi çevresindekilerle paylaşarak Allah’tan gelen feyzi ilahiyi dinleyen ve izleyenlerle paylaşma ön plandadır. Kelime olarak öğrenmek anlamına gelen meşk, genellikle bir sanatı öğrenmeyi ifade eder. Özellikle musikide müzik eğitimi verilen yerler için meşkhane tabiri kullanılmıştır. Osmanlı Türk kültürünün öğretim yöntemi olan meşk, musikiden hat sanatına kadar geleneksel estetiği şekillendiren bir yöntem ve aynı zamanda usta-çırak ilişkisi etrafında örülen toplum ahlakının da aynası olmuştur. Sanatın hemen her çeşidinde yer alan usta-çırak geleneği özellikle hat, minyatür, tezhip ve musiki gibi meşk sistemine dayalı Türk sanatlarında çok uzun yıllardan beri etkili bir öğretim yöntemi olarak yer tutmuştur. Sanat eğitiminin dışında beşeri, kültürel ve sosyal alanlarda da önemli bir işleve sahip olan usta-çırak ilişkisi sanattaki tavrın silsileler halinde gelişerek yeni kuşaklara aktarılmasında önemli bir yer arz etmektedir. İşte İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen meşkler tekkelerde yüzyıllardır icra edile geldiği tavır esası ile uygulanmaktadır. Kurumun ikinci bölümü olan Konyanüma adını Cihannüma’dan esinlenerek almıştır. Burada dünya üzerinde bugün hala ayakta olan, çoğunluğu Türkiye’deki Mevlevihaneler olmak üzere Mevlevihanelerin minyatürlerinin sergilendiği bir alan bulunuyor. Ardından Hz. Mevlana’nın çocukluğu, Konya’ya gelişleri, I. Alaeddin Keykubat’ın onları karşılaması, Hz. Mevlana’nın ilimde derinleşmek için Halep ve Şam seyahati, Şems ile karşılaşması ve yaşanan havuz hadisesi, Moğolların Konya’yı işgali, Hz. Mevlana’nın rahatsızlanması ve vefatı gibi Hz. Mevlana’nın hayatından bazı kesitler yağlı boya tablolarda ziyaretçilere sergilenmekte. 1 Ali Şems Aksu 08/02/2018. Bu salondan basamaklarla yukarıya çıkıldığında ise Panorama olarak adlandırılan, Selçuklu döneminde Konya’nın tasvir edildiği, ziyaretçileri XIII. yüzyıla götüren alanla karşılaşılmakta. Gelen misafirler burada hemen her milletten insan figürlerini görebileceği kozmopolit bir Konya yanında Alaeddin Cami, Köşk, Eflatun Mescidi, Karatay Medresesi, İplikçi Camii, İç Sur, Sırçalı Medrese ve Bedesten Çarşısı ile payitaht Konya ile buluşuyor.

Yazı Ve Fotoğraf
Derya Karakaya - Ali Kaya