
Normal değildi, günde 2 saat uyuyor, bunuda 15 dakikalık
kestirmeler şeklinde yapıyordu. İ.T.Ü öğretim görevlisi olması dışında, fahri konsolosluk,
Başta Türkiye Gezginler Kulübü olmak üzere farklı alanlarda onlarca dernekte
başkanlık ve üyelik. Guinness Rekorlar kitabı Türkiye temsilciliği, radyo ve tv
programları, konferanslar, yazarlık. Neredeyse ayda bir yurt dışı, üç beş yurt
içi seyahat yapıyordu. Tüm bunları aynı anda ve hiç aksatmadan yapıyordu. Size
normal geliyor mu ?
Onu 2004 yılında bir Guiness için bir rekoru takip etmek
için Konya’ya geldiğinde tanıdım. Birkaç saat vakit geçirdik, İstanbul’a döndü,
aradan bir hafta geçti kendisinden içinde kitap ve teşekkür mektubu olan bir
kargo aldım. Kim birkaç saat geçirdiği birine bunu yapar? Oysa Orhan Kural
neredeyse adres sorduğu birine bile böyle jestler yapan, ufak bir iyiliği bile
hediyesiz bırakmayan biriydi.
17 yıllık tanışıklığımız boyunca neredeyse kesintisiz
iletişim halindeydik. Köşe Bucak Dünya Tv programımıza ve Köşe Bucak Dünya
dergimize danışmanlık yaptı. Bir bilgi istediğimde yağdırırdı, bir çok isme
yönlendirirdi. Bazen dergiye yazı istemek için arardım Kuzey Korede yada başka
bir ülkede çıkardı. Tamam hocam dönünce bize orayı yazın derdim, birde bakardım
o henüz seyahatten dönmeden yazı ve fotoğraflar mailimde. Lafın arasında bir
şey söylerdim önemli önemsiz, Sonrasında beni birileri arar Orhan hoca şu
konudan bahsetti onu şöyle yapalım böyle yapalım vs derdi şaşardım.
Hiçbir şeyi ihmal etmezdi. Tüm görev aldığı yerlerdeki
işlerini hakkıyla yapar,yetmezmiş gibi sigara ,içki,uyuşturucu gibi konularda
sürekli tv de sokakta gördükleriyle mücadele eder, davalar açardı. Konya’ya
konferansa gelir, gördüğü yanlışlıklarla ilgili birkaç dava ile dönerdi. Bu
yanlışlık bazen israf bazen çevreyi kirletmek bazen sigara yasağını ihlal
olurdu. Aynı zamanda gördüğü güzellikleri, teşekkür ve hediyelerle takdir
ederdi.
Çok hassas olduğu konulardan biriside israftı. Bir gün
lokantada yemek yedikten sonra kalkmak üzereyken bardağımın içinde kalan iki
parmak suya gözlerini dikip “İçmeyecek misin? “ dedi. Cevabım
gecikince,”İçmeyeceksen ben içeyim israf olmasın”dedi. Açık büfe
restoranlarında, tabağını tıka basa dolduranları uyarır, “Ye bitir gene al”
derdi.
Elinde sürekli bir A4 dosya kağıdı olurdu. Onu dörde katlar
sürekli notlar alırdı.Onlarca farklı konularda aldığı notları sonradan temize
çeker ve böylece hiçbir işini ihmal etmezmiş. En çok zamanını israf etmezdi.
Araçla bir yere giderken notlarını gözden geçirir, telefonundaki lüzumsuz
mesajları siler, mail gönderimlerini yapar, telefonla görüşürdü. Bir yere bir
iş için gidiyorsa mutlaka kalan zamanı için başka işler ayarlardı. Mesela Konya
ya Rekor takip etmek için geldiyse,mutlaka birkaç konferansta organize ederdi.
Konferanslarından ücret almaz, birde üstüne üslük bavul dolusu kitaplarından
hediye ederdi. Konferans verdiği yerin yetkililerine son seyahat ettiği ülkeden
hediyelerde verirdi.
Halen bu kadar işe nasıl yetişirdi aklım almıyor. Hem
seyahat edeceksin, Hem ders vereceksin,Hem başkanı olduğun STK ların işlerini
yapacaksın. Kitap yazacaksın,konferans vereceksin,Haftalık tv ve radyo
programları hazırlayacaksın,dergi ve gazetelere düzenli yazılar göndereceksin
vs vs…
Dünyada en çok ülke gören Türk olarak literatüre geçti.
Dünya da en çok ülke gören 49. Kişi oldu. Çok yazılabilir ama iyi manada
anormal biriydi Orhan Kural. Başta not almak ve israf etmemek konusunda ondan
çok şey öğrendim.
Mekanı cennet olsun.
Yazı Ve Fotoğraf
Ali Sami Palaz - Prof.Dr.Orhan Kural Arşivi